İdil Siyasetinin Vahim Durumu: Sorunlar ve Çıkmazlar
İdil’de siyaset, adeta balans ayarları bozulmuş bir araç gibi, sağa sola savrulup toplumsal sorunlara çarparak ilerlemekte ve ciddi kazalara sebep olmaktadır. İlçe, siyaset alanında hiçbir zaman parlak günler görmediği gibi, bu saatten sonra iyi günler görmesi de pek mümkün görünmüyor. Bunun temel nedenlerinden biri, liderlik vasfına sahip kişilerin eksikliği ve siyaset kavramının doğru bir şekilde tanımlanmaması olarak gösterildi. Partinin toplumda yarattığı baskı sonucu oluşan korku. Korkunun etkisinden dolayı insanlar siyasette gelişemediği için siyaset aranesinde serbest davranamadığı belirtildi. Bu etkiden dolayı siyaset yapabileceğin parti sayısı daima iki parti olarak, DEM parti, Ak Parti ile sınırlı kalarak bu çemberde dolaştı durdu.
Toplumun siyaset kavramını doğru tanımlayamaması, bizlere dayatılan yanlış tanımlarla yetinmek zorunda kalmamıza yol açmıştır. Siyaset, “yalan söylemek, doğru konuşmamak, vatandaşların taleplerini sigara paketine yazıp çöpe atmaktır” gibi yanlış örneklerle tanımlanmış ve bu öğretiler maalesef yerleşik hale gelmiştir. Belediye başkanlığı zenginleşme aracı, memurluk ise rüşvet kapısı olarak algılanmış ve bu çarpık anlayış, vatandaşın kafasına oturmuş, bu düşünce yapısı siyaset yapan adamda etkisini gösterince, siyaset tamamıyla vahim hale gelmiştir.
Bu zihniyetle siyaset yapmaya çalışırken, sonuçta siyaset işimiz de toplum düzenimiz de iflas etmiştir. Tutarlı kişiler siyaset yapmayı reddeder hale gelmiş, teşkilatların başına adam bulmak dahi zorlaşmıştır. Kişilerin kapısına gidip ilçe başkanı adayı olması için ikna etmeye çalışıldığı bir döneme girdik. Geleneksel siyasetin izlerini ararken, geçmişteki yanlışların özlemi çekilir olmuştur.
Parti ve AK Parti: İlçedeki Siyasi Durum
İdil siyasetinde önemli bir aktör olan DEM Parti, olağan kongresinde eş başkan bile bulamamış, başkanlığa aday çıkmaması ise siyasetin geldiği vahim durumu açıkça gözler önüne sermiştir. DEM partinin yüceliği izah ettiğimiz davranışlardan dolayı tartışma konusu olmuştur. DEM Parti’nin ilçede etkisiz hale gelmesi, siyasete olan güvensizliği daha da artırmıştır. Öte yandan, AK Parti’nin ilçe başkanı seçmek için atama yöntemine başvurması, toplumsal güveni zedeleyen bir başka unsur olmuştur. Toplumda, siyasi partilerin tutarlı kişilerle çalışmayı istemediği ve menfaat düzenini korumak için bu yönteme başvurduğu yönünde yaygın bir kanaat vardır.
Belediye siyaseti ise adeta bir savaş alanına dönüşmüştür. Adaylık süreci hep şaibeli davranışlara neden olduğu için özgüveni yüksek insanlar, aday olmaktan çekindiği ifade edildi. DEM partinin toplumdaki paket gücüne güvenen, ama kendi öz güveni olmayan kişiler aday olup başkan olunca bütün beklentiler çöpe gidiyor. Kayyım atanacak korkusuyla bir yönetim ne kadar başarılı olacak beklentisiyle, korku süreci başlamış oluyor. Belediye başkanlığı seçimleri, partiler tarafından bir nevi kayyım atama sistemine dönüştürülmüş, bu durum toplumun siyasete olan inancını tamamen zedelemiştir. Halk, “Başkanı biz seçtik, görevimizi yerine getirdik, kayyım gelirse biz ne yapalım ” düşüncesiyle hareket ederken, bu durumu bekleyen başka bir gurup fırsatı kolayarak pusuda beklemiş durumda, ortamı izler. Bekleyen kitle yeni bir siyaset alanında tezgahını kurmuş, kayyımun bilmemizliklerini, toplumun hesabından, kendi menfaatına hesap açarak işlemeleri ise halkla kayyumın bir araya gelmediğinden dolayı ortaya çıkan boşluktan meydana gelen işi yürüterek sergilediği bu davranışları ile ön plana çıkıp dikkat çekiyor. Bu ekip durumu kendi kontrolünde götürerek kayyımun haberi olmadan, kimseler farkında olmadan kayyım süresi bu grupun kontrölünde bitter. Vatandaşlar ise bu durumda ihtiyaçlarına binaen ancak belediyeye gelip giderler. Yada siyaseti takip ederler. Siyasete etkileri olmadığı için bir anda beş yıllı silerek, gelecek beş yıllı düşünmeye başlarlar.
Köy Siyaseti ve İlçe Yönetimine Etkisi
AK Parti kanadında köy siyasetinin yükselişi dikkat çekicidir. Köylüler, kendi çıkarlarına yönelik stratejiler geliştirerek, paket oy sistemini kullanıp parti içinde etkili hale gelmişlerdir. Köy siyaseti, ilçe başkanını bile aşan bir baskı kurarak, İdil siyasetinde belirleyici bir güç haline gelmiştir. Köy siyaseti, bir yandan köylülerin menfaatlerini ön planda tutarken, diğer yandan ilçe yönetimine icazet veren bir mekanizma haline dönüşmüştür.
Bu süreçte diğer siyasi partiler ise sadece bayram kutlamalarına katılmak gibi sembolik etkinliklerle sınırlı kalmıştır. Protokol sorunları nedeniyle ilçe başkanlarının gösterdiği tutumlar, bu partilerin siyaseti ne kadar ciddiye aldığını ortaya koymaktadır. İlçe siyasetinde yaşanan bu çelişkiler ve zafiyetler, İdil’in toplumsal yaralarına derman olamadığı gibi, ilçeyi bir karış ileriye de taşıyamamaktadır.
Sonuç ve Beklentiler
Mevcut siyasi ortamda, AK Parti İlçe Başkanı Av. Ali Genç’in İdil için ne kadar etkili olacağı veya Belediye Başkanı Türkan Kayır’ın ilçeye ne kadar hizmet getirebileceği belirsizliğini korumaktadır. Öte yandan, köy siyaseti şimdiden ilçe başkanlığı için hazırlıklara başlamış ve projelerini tamamlamaya odaklanmıştır. Bu durum, siyasetin köy düzeyinde dahi daha planlı ve organize bir şekilde ilerlediğini göstermektedir.
Ancak genel tabloya bakıldığında, İdil siyaseti halkın güvenini kaybetmiş, köy siyaseti ise bu boşluktan yararlanarak güç kazanmıştır. Bu çarpık düzenin değiştirilmesi için toplumun siyasette aktif rol alması ve sağlam bir liderlik anlayışının geliştirilmesi elzemdir. Aksi takdirde, İdil siyaseti sadece levhalarda bir isim olarak kalacak, topluma hizmet sunan bir mekanizma haline dönüşemeyecektir.
Çare Remogolıko