Mem Doğala'nın ilk kitabı üzerine Ropörtaj

İdil'in talihsiz kaderinde sosyal yaşamında eğitimine devam etti. Sokaklarında misket, boş alanlarında top oynadı. Haci Teyip'ten şeker aldı. Yiyerken Mele Aladin'nin güzel sesinden ezan sesini dinledi. İdil'in köylerinde yedek öğretmenlik yaptı... Ne yaptıysa sevdiği İdil'de tutanamadı. İdil'de tutunmamak kaphetten değil, adettendir... İdil bir bardak'ta bulunan su gibidir. Su içilince bardak boş kalıyor. İdil kimseyi bardakta tutamıyor. Herkesi dışarıya göç veriyor. İdil'de bir kuşak bulamazsınız. Herkes göçtü... Göç edenler yaban ellerde büyük bir özlem çekerek yaşıyorlar... 35 yıl idil'den ayrılan İsveç'de yaşayan Mem Doğala'ya misafir olduk. Mem Kürt dili ve edebiyatı ile uğraşan aydın, entelektüel bir ağabeyimiz. İdil'in sokaklarında yaşadı. Uzun boyluydu. Liseye giderken defterlerini elinde taşırdı. Sizin kafanızda geçen sorularıda tahmin ederek bir sohbette bulunduk. Anlatıkça İdil'e duyduğu özlem kelimelerden dökülüveriyordu. Özlemine ortak olduk. Bizde bu küçük dünyada kaç kişi İdil'li varız ki, diyerek  Mem Doğalay'ı sizinle buluşturduk. O anlatıyordu, bizde dinliyorduk. buyrun birlikte dinleyelim.. 

1- Kendinden kısaca söz edebilir misiniz ? Nerelisiniz, nerede ya-şıyorsun, Kimsiniz...?

Nüfustaki ismim Mehmet Doğala’dır. 2000 yılında ismimi Mem olarak değiştirdim. Hezexli’yim. 1968`de Hezex’in Şêxhadir köyünde doğdum. Ama rahmetli dedem Zinarex (Bozburun) köyüne yerleştikten sonra, herkes bizi Zinarex’li olarak bilir. Babam, Seyyîd Mihêdînê Zinarexî, Hezex Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde çalışıp, oradan emekli oldu. Şu an babam ve kardeşlerim İstanbul’da yaşıyorlar.

Ailemiz, ben iki yaşında iken Hezex’e yerleştiler ve ben ilk, orta ve liseyi, İdil’de okudum. 1984-1985 eğitim ve öğretim yılı İdil lisesi mezunuyum. 1985-1988 yılları arasında Hezex’in köylerinde geçici vekil öğretmenliği yaptım. Bölgemizin şartları bizi zorlayınca, 1988’de Adapazarı’na yerleştik ve orda da huzur bulamayınca, ilk önce Almanya ve daha sonra İsveç’e göçtüm. 1993’ten bu yana İsveç’te eşim ve beş çocuğum ile birlikte yaşıyorum.

2-Kürd dili üzerinde çalışmalar yapıyorsunuz, çalışmalarınız ne durumdadır ?

Ben daha 18-19 yaşlarında iken Kürtçe dili ve edebiyatı üzerine araştırma isteğim ve dile yönelik bir eğilimim vardı. Tabi ki zaman içerisinde bunu ilerletip, sonra kendimi bu alan ve sahanın içinde buldum. 2000 yılından bu yana İsveç’te Kürtçe dili üzerine çeşitli seminer, konferans ve etkinlikler içerisinde oldum. Ben siyasetçi değilim. Kendi alanımda, Kürtçe dili ile ilgili olarak atımı koşuşturan bir Kürtçe dili hizmetkârıyım. 2007’den beri İsveç’te resmi olarak Kürtçe öğretmenliği yapıyorum. Bu sene, Eylül ayında güney İsveç’te, Malmö Folk Üniversitesinde A1 ve B1 seviyesinde ders vermeye başladım. 2024’te hem Malmö hem de Lund şehrinde akşamları dört ders vereceğim inşallah. Normal okullarda; ilkokul, orta ve lisede halen Kürtçe öğretmeni olarak görevime devam ediyorum. 2013’te başkent Stockholm’de bir gurup yazar, eğitmen ve pedagog arkadaş ile birlikte, İsveç Kürt Öğretmenler Derneğini kurduk. İlk başta yönetimde görev aldım. Şu anda halen derneğin genel başkan yardımcılığı görevimi yürütüyorum.

Mem'i sosyal medya hesaplarında paylaşım yaparken takip ediyorduk. Mem'in ilk kitabı çıkınca dikatimizi çekmişti. " Koçeru pizav terik " (Goçer tamam.. yeşil soğan ne alaka) onlar bu deyimi bize çok kullanırlardı. Bu sefer kullanma sırası bendeydi. Kendisini aradım, sordum... 

3-Memleketen uzak, başka bir memlekette yaşarken Kürt dili çalışmalarını yürütmek nasıl bir duygu? Zorlukları nelerdir?

Gurbetin gözü kor olsun. Aklı başında olan hiçbir kimse, isteyerek doğup büyüdüğü memleketini, şehrini, köyünü terk etmez. Ne yapalım, hayat şartları çok zalim, bizi çok zorladı. Otuz beş yıldır Hezex’ten uzakta yaşıyorum. Bedenim uzaklarda olsa dahi, ruhen halen Hezex’teyim. Bazen telefonum çalınıyor, karşıdaki kişi eski bir kelime veya bir masalın içindeki kahramanı bana sorunca, bir ah çekip, tekrar maziye, 35-40 yıl öncesine dönüp sorulan sorunun cevabını o zamanlarda aramak, çok da kolay bir şey olmuyor maalesef. Bazen hatırlamıyorsun, mecburen daha yaşlı birisine soruyorsun. Orda da cevabını alamayınca memlekette aklına gelen birini arayıp onda bir şeyler öğrenmek bazen çok zor oluyor. Hesap edin ki kendi doğup büyüdüğümüz ve çocukluğumuzu geçirdiğimiz anavatanımızda kendi anadilimizi serbestçe konuşup, ana sütü gibi helal olan anadilimizde eğitimimizi alamıyoruz. Ama maalesef binlerce kilometre uzakta, yad ellerde bize bu imkân sunuluyor. Bizi yüreğimizden vuran da budur. Neden?...

4- Memleketi özlediniz mi? İdil'de en çok nereyi, hangi köşeyi, dükkânı, sokağı, sosyal hayat olarak neyi özlediniz ?

Memleket özlenmez mi. Rüyalarımız ve hayalimiz hep, bir gün kendi doğup büyüdüğümüz topraklara geri dönmektir. 1976’larda eski cezaevi bitişiğinde banka olarak kullanılan tek katlı bir bina vardı. Banka oradan taşındıktan sonra, orası bir süre boş ve kapısız bir yer olarak kaldı. Biz de kışın orda gülle-misket oynardık. İkinci yer ise, cezaevinin diğer tarafında, iki dut ağacı vardı. Dut ağaçlarının önü boş bir saha idi. Biz iki dut ağacı arasını futbol kalesi olarak kullanırdık.

Bakkal Hacı Tayyip amca, Cizreli Besê, Feqe Sabri, Seyîdê banta (Seyid Salih) o zamanlardan aklımda olan bakkal dükkânlarıdır. Allah şehrimize geri dönme gününü bir an önce bize ve memleketten uzakta yaşayan tüm hemşerilerimize nasip etsin.

5-Mesleğiniz nedir? Eğitiminiz nedir, nerede çalışıyorsunuz?

Senelerce restaurant işlettim. 2008’den bu yana Kürtçe öğretmenlik ve rehber öğretmen olarak çalışıyorum. Ayriyeten, İsveçli biri ile hayvan gereksinimleri üzerine ortak şirketimiz var.

İsveç’te, tercümanlık ve çevirmenlik üzerine beş kategoride eğitim aldım. Birkaç üniversiteden aldığım sertifikalar var. Bir de yüksek okuldan eğitim aldım. Halen zamanım olduğunda Türkçe, Kürtçe ve İsveççe resmi çevirmenlik yapıyorum. İsveç okulları vasıtası ile birkaç ülkeye eğitim amaçlı gezi organizasyonu yaptım.

Şu anda ilk, orta ve lise anadil derslerini iki şehirde veriyorum. Ayrıca 2024’te iki üniversitede Kürtçe dersleri vereceğim inşallah.

Mala Şehmuse Avde İdil'de kürtçe üretten tek sözlü atölyeydi. Düğünlerde sözlü harika sözler söylerlerdi... ' verin sere memıka' (Memenin ucuna dokunarak konuşurlardı.) Kürtçe konuşmak yasakken Mala Şexmus Evde düğünlerde atölyeyi kapatmadan Kürtçe üretmeye devam ettiler. 

6- Mesleğinizin öğretileri kapsamında değerlendirecek olursak, Mala Şêxmûsê Evdê'nin kılamları Kürtçe öğretisinde bir önem arz ediyor mu?

Tabi ki bir Hezexli olarak, rahmetli Şêmûsê Evdê’nin çocukları ve torunları, Koma Hezex ve Koma Torê olarak tanıdığımız gruptaki tüm aile fertlerine sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Onların müziklerinden bazen günlük hayatta kullanmadığımız söylem ve kelimeler duyuyoruz. Onlardan ilham alıyoruz. Kendileriyle irtibatım var. Hezexli bir öğrencilerime Mala Şêxmûsê Evdê’yi mutlaka tanıtıyorum. Hatta birkaç seminerde Mala Şêxmûsê Evdê’nin çocukları ve torunlarından bahsettim.

7-İdil lisesinden mezun oldunuz? O dönemle ilgili bir anınız, öğretmen ve öğrencilerle ilgili unutmadığınız bir anınız varsa anlatınız?

Evet, İdil Lisesinden mezun oldum. Bir kış mevsiminde lisede okurken, Fikret Bademci hocamız sınav yapacağı zaman, kömür sobasının üzerine palamut koyardık. Hocamız palamut yerken biz de kopya çekerdik. O anları hiç unutmam.

8- İlk kitabınız çıktı, ilgi topladığını düşünüyorum, başka bir kitap yazmayı düşünüyor musunuz?

Evet, 2023 Şubat’ındaki depremin acılı yansımalarını, her gün bir şiir ile; ilk günden kırkıncı güne kadar, her gün bir şiir yazdım ve Doz Yayınlarından; DEMSAREM adı ile piyasaya çıktı. Kitap Nisan ayında okuyucuları ile buluştu. Kitap çok büyük bir ilgi gördü ve tez bir zamanda hemen hemen hepsi satıldı. Ondan ayrı, iki Kürtçe ders kitabını, grup olarak Pedagojîya Zimanê Kurdî yayınlarından Stokholm’de yayımladık. 2016’da “Hezar gotinên min yên pêşîn” adlı kitabın İngilizcesini, Güney Kürdistan’ın Süleymaniye kentinde Kürtçeye, Sarkawt Dabax ile birlikte okuyucularına kavuşturduk.

Şu anda Hezexli bir hemşerimin eseri elimde, onun editörlüğünü yapıyorum. Bunu bitirdikten sonra hazırlık aşamasındaki 1001 gülünç fıkralar eserimi yakın bir zaman zarfında matbaaya vermeyi düşünüyorum.  

9- Başka bir kitap yazdığınızda İdil'in ilham olacağı bir durum var mı, ya da insanlarımız kitabınızın kahramanına karakter örneği olurlar mı?

Yaklaşık 10 yıl önce, Hezex ve köyleri ile ilgili geniş bir çalışmam vardı. O çalışmam bazı sebeplerden dolayı yarım kalmıştı. İleride imkanlar elverince o projemi de bitirip Hezexliler’in hizmetine vermeyi düşünüyorum. O projede birkaç Hezexli kahraman karakter mevcut.

10- İdil'in insanları İdil’i terk ediyorlar, dünyanın dört bir yanına dağıldılar, bu durumla ilgili bir açıklamanız olacak mı?

Valla, ne diyeyim? Biz Hezexî terk ettik. Şimdi terk etmek isteyenlere sözümüz geçer mi? Ağzında sigara olup, hastasına sigara içme diyen doktor misali!... Maalesef bazen Hezex’e gittiğimizde, hemen hemen kimseyi tanımıyoruz. Bizim kafamızda eski Hezex var ama maalesef gittiğimizde eski figür veya eserleri göremiyoruz.

11-İdil'i özlediniz mi, özleminizi anlatabilir misiniz ?

Hezex bizim için, benim için bir özlemdir, bir özlentidir ve kederdir… Rahmetli Mele Alaattin’in gönülleri okşayan ezan sesi, Abdurrahmanê dîn, Silo Çaboka, Rizko Hemso, Izo Koro ve daha niceleri, Allah vefat edenlere rahmet, kalanlara da sağlık nasip etsin. Nerde o günler?...

12-Bugünün koşullarında Kürt dilini size sorsam nasıl anlatırsınız?

Maalesef, metropollere göçen halkımız, kendi benliğinden ve dilinden çok uzaktalar. Çocukları artık kendi anadillerini konuşmuyorlar. Gelecek nesil ile şimdiki nesil bir kopuş aşamasında. Bunun önüne geçmek için, her şeyden önce ebeveynlerin evde kendi çocukları ile Kürtçe konuşması gerek.  Bildiğiniz gibi 2012’de okullarda haftada 2 saat seçmeli ders hakkı verildi. Bunu küçümsememek gerekir. Her ana ve babanın çocukları ile kendi ana dili ile konuşması gerekir. Bunlara rağmen son zamanlarda iyi gelişmeler oluyor. Bazı üniversitelerde Kürtçe dersi var ve özel derneklerde de Kürtçe kursları var. Kürtçe için bir şeyler yapmak gerekir. Anadilimiz bizim varlık sebebimizdir. Anadil kaybolursa, gelecek nesillerin dili olmaktan çıkar. Böylece ileride Kürtçe diye bir dil ortadan kalkar ve erir.

13-Sizinle keyifli sohbetimiz oldu, son mesajınız ne olur?

Tüm Hezexli hemşerilerime sonsuz selamlarımı sunarım. Hepinizi çok seviyorum. Hepimiz Hezexli’yiz. Biz büyük bir aile gibiyiz. İDİL HABER sitesi olarak size de İlçemizi tanıtmanızdan ve yöredeki haberleri bize duyurmaktan dolayı şükranlarımı sunuyorum. İyi ki varsınız…

Mem Doğalay'la İdil'in sokaklarında dolaştık, esnafından alışveriş yaptık. Fikret Hoca palamut ısıtırken yazılı esnasında kopya çektik. Mele Alaadin'in güzel sesinde ezanı kebiri dinledik... Çok şey dinledik hepsini kaybetmiştik sadece paylaştık... Özlem duyduk. İnsaniyeti aradık.. İdil'in sokaklarında dolaşmayı Hanna Kadoreye selam vermeyi özledik..

İdil Haber İdil'li, Kürtçe yazan bir yazarı sizinle paylaştı, sizin için kendisiyle görüştü... Röportaj yaptı.. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Niyazi BİLGİN
Niyazi BİLGİN - 12 ay Önce

İDİL ile ilgili her haberin müptelasıyım.Eski İDİL’i Özlem ile arıyor ve anıyorum..İDİL haber yetkilileri ve Mem Doğala bey’’e şükranlarımı sunarken yeni haberlerini bekliyorum.Saygı ve Sevgi ile.

Fikret
Fikret - 12 ay Önce

Aslan dayım her güzel şeylere layıksın xalo elin diline yüreğine sağlık başarıların devamı dilerim