GİDEN ÖMÜR, KALAN HASRET

Ben nasıl susayım. Böyle biriktikçe unutulmuş bir alfabeden rüyalar, acı kokan siyah taşların yüzüne Süryani (Fıleh) olma yazgısı, sonucu dumure edilmiş, talanlara uğramış, memleket, baba diyarı, anne kucağı olan eski Süryanili idil’in, hasret kokan sokaklarını, yamaçlarını, tepeleyen, alt üst eden Kerim Togan’ın  bir kaç hafta  evvel  idil’de, seslendirdiği klip, çektirdiği  idil hasretini, geçmişini, müzikal bir  yönle, özetlemeye, duyurmaya  çalışan  şarkıdan bahsedeceğiz. 

(HASRA)  Hasra ezgisi, Pulus Togan ile Kerim Togan’ın kalplerdeki yırtık olan kelimeleri, bir araya getirerek, birçok âşık gibi, doğalığı, gerçekliği ile içindeki yangını dışarıya vurma çalışması olmuştu.

İnsan unutmayı bir türlü öğrenemeyip de hep geçmişe bağlı kaldığı için şaşar durur. Kendi kendine de istediği kadar ileri ve çabuk yürüsün. Zinciri ile birlikte yürür hızla akıp geçen olaylarla bağlıdır. Gene de şaşılacak bir şey. An bir den burada birden yok olur. Daha önce daha sonra hayal gibi yeniden gelir daha sonraki bir anın rahatını kaçırır geçmiş uçup gider birden insanın kucağına geri döner.

Kerim yazıya, düzen, ahenk, müzik, katarak bir şarkı haline getirdi. Seneler evvel Kerim kendi sesiyle okudu. Bana göre müthiş okudu. İdil’i sevenler bu şarkıyı dinlerken, bizler dâhil olmak üzere gözyaşı döktük. Türkü gene İdil Süryani’si arasında ilgi yönünde biraz cılız kaldı. Fazla öne çıkmadı. İnsanların duygusuz, müzik ruhu eksikliği, şarkının içini kavrayamama, anlayamama, sıkıntı faktörleri vardı.

 Sahnelerde müzik icra eden diğer İdil kökenli solistler bir tarafta Hezex ismini sakız gibi ağızlarından, Hazexın bütün sevdası bu ezginin içinde olduğunu tedarik edemediler.

Düşürmezken iş bu şarkıya gelince sanki biraz uzak durdular, sahiplenmediler, çoğaltmadılar.   Bakıyorsunuz ayni hasretleri, deyimleri olan  “Ah Midyat, vah Midyat” şarkısı dillendirilirken herkese o yöne bakarken. İş bu şarkıya gelince dikkatlerini fazla çekmedi. Ses tonlarına uymadı, ne bileyim. Belki tanınmış eski bir misal gene ortaya çıkıyor “Giyaye havşe tahle”. İkinci bir etken ben bu şarkıyı sahibi Kerim kadar güzel okuyamama endişesi var bence.

Bana sorarsanız otururken, bu şarkıyı dinlerken, bedenin koltuğa gömülürken,insanın ruhu ise eskinin anıların yaşanmışların eşliğinde Hasret yolcuğuna çıkarır. Kapı kapı, sokak sokak, mekan mekan dolaştırır eski idil’de sizi. İdil’in kurumuş toprağına düşer bu ezgi. Ezgiye eşlik eden kemanın hazin tellerinde kalır insanın bedeni. Kerimin sesini İdil’in ruhunu mırıldamaya başlar. Ben susar kalırım, bütünlüğüm bozuluyor, yalnızlaşırım. Çünkü çığlık sesi yükselir yüreğimin derinliklerinden.

Eski Süryanili idil hafızasını, tarihini bilenler, bu şarkının içinde kendisini, babasını, ecdadını, evini, eski aşkını, bağını, bostanını hatırlayacak. Bilmeyenler de “git lo ma bu da  nedir böyle diye bilecek .” Çünkü idil’de bedavadan, yorulmadan, hazıra konmuş meğelle sahasında, topu kovalarken ayakları altında Süryani ahların vahların yatığından, haberdar değildirler.

Buradaki, Arami, Süryani, Asuri, Keldani, medeniyet izleri, zikredilmemiş kıymet biçilmemiş. İdil’e ilk gelenlerin kafasını, iştahını, Süryani arazileri çelmiş, çocuklarına gerçekleri anlatacak vakit bulamamış ve ya bilmemiş.  İsmim şakıro  bir  cuval şekero ile mutlu olmuş.

Ama bunların, çocukları Allaha şükürler olsun prıl pırıl, ön yargısız ,kendilerini kötü zihniyetinden  arındırmış, bir kiriva bırati duygularla geliyorlar. Bu da bizi mutlu ediyor.   kaderci değiller. Artık kiliselerimize ve tarihi değerlerimize bile sahiplenecek düzeydeler. Çok farklılar. 

Lakin biz Hezexın eski sahipleri olan Süryanilere daha çok iş düşüyor.  İmkânlar dâhilinde, bu gençlerle daha çok bir araya gelmeliyiz. İdil’in geçmişini kimse bizlerden iyi anlatamaz. Gençler İdil!in dünü ve bugünü bilmeliler. Anlamalılar bu şarkıların acısını, görmeliler idil’deki, Süryani arazi avcılarını, acemi kasaplarını,  ön ismi önüne hacı koyarak, sömürü yaparak, her türlü entrika ve düzenbazlığı çevirerek, çalıştıkları kurumlarda nasıl ustaca kalem oynatarak, Avrupa’dan gelen, elinde tapusu olan garibanı, kiriv dediği Süryani’yi Merinos koyunu gibi nasıl derini yüzdüklerini bildikleri aşikardır.

Yani anlayacağız bayılana limon, ayılana gazoz ikram ediyorlar. Hasre ezgisi bütün bunlarla alakalıdır. İç içedir. Şarkı bu haksızlıkları derinleştirirken yaralara merhem olmuyor.Geçmişte yapılan bütün haksızlıkların tercümesi,özetti ve isyanıdır.Sonucudur. İsmi henüz konmamış sesizlerin sessidir. Biz tek tek biliyoruz bunları,  yüksek mevki sahibi bir yetkiliye dillendirince müfettişler göndermek lazım.Siz liste yapın, benimle paylaşın gereken neyse yapılacaktır diyerek yerinin hakkını verdi.

Peki, bu yöntemle idil’de, çalışan Süryaniler yok mu? olmaz olur mu? Üzüm üzüme baka kararır misali, Süryani’yim diyor. Süryani ismi arkasına saklanarak, aydınlık olan Kiliseyi karanlığa boğuyor. Kilisenin dükkânlarında kira vermeden oturuyor, ense yapıyor Süryani hemşehrimiz. Keyfinden Siirt’in büryan kebabının, cız cız sesini dinlercesine ticaretini yaparak, sosyal hayatına devam ediyor. Kira meselesi sorulduğunda ise sahip çıkan oymuş, kilisenin mülklerini koruyan oymuş. Nasıl sahip çıkmaksa! izahatını size bırakıyorum. idil'i Süryani’den çıt çıkmıyor.

Biz bütün bu alvere dalavereyi görecek kadar (Şahraza )  olmayalım da ne olalım. ( Tavlaze bağdade mi olalım.)   acıyı çeken beden, gören göz, duyan kulak, unutmaz. Unutmaz. Yok, efendim o olmasaymış başkaları araziye konacakmış kıvır zıvırlar. Bizde inanmış olduk.

Şimdi aynayı çevirelim bir Türk’e.  Almanya’da sırf malından uzak, Türkiye’de, başka bir memlekete yaşayacak. Onun bura da olmadığını bilen Almanlar, malına hücum edecek öylemi burada, kıyamet kopar. Türk basını ortalığı ver vereye verir, bu beyaz çoraplı Türk için. Ama bize yapılınca her şey mubah, fıleh malıdır, kurbanlıktır helaldir.

Ve seneler sonra Kerim bu geçen bir kaç hafta evvel kıymetli eşi Vedia ile İdil’e bir gezi yapmış. Gezi sırasında  idil’de klip çekme fırsatı bulmuş. İdil'in darıcık sokaklarında, taş duvar avlularında, haraba olmuş evlerin önünde durarak hasretini türkü ile dile getirdi. Bence de iyi oldu. Yeni bir vizyonla tekrar gündeme taşıdı. İzlendiğinde hak edilen bir profesyonel çalışması olmamış olsa da ben şahsen burada en azından bir çabanın, emeğin olduğunu görüyorum ve değerli buluyorum.

Ha daha düzenli, daha doyurucu, daha etkileyici olamazmıy dı şüphesiz olurdu.  Bu hasret şarkısı hafızasında, yüzlerce senelerin, Süryani’nin idildeki, ayak izi, koca bir geçmişi, kayboluşu yok oluşunun, ahları, vayları, keşkeleri vardır. 

Hasra ezgisi ismi henüz konmamış, mazlumun ahidir. Sessizlerin hazin sessidir. İstilaya uğramış, yarası kapanmayan bir ecdadın diyarıdır. Değil bir şarkı müthiş bir belgesellere konu olacak canlanacak anılar vardır. Bu hafıza neden bu kadar güçlü? Bir kere inanılmaz bir şiddet, sonucu bir göç yaşanmış, Travma tik geçmişte Süryaniler terk edince idil çalındı altlarından. İdil, Süryani tarihinin en günahkâr hırsızlığını görüyorlar.

İdil’deki yeni mükinler varlığı Süryani’nin armağanı olarak gerçeği yatıyor. Yoksa kim kime binlerce senelik diyarını, ovasını, arazisini, bağını, bostanını böylesi ucuz murdar değerlerle,  böylesi sesiz sedasız Kürtlerin deyimi ile (Be takan) bir barut patlatılmadan verilir mi? Armağan değil de nedir? İyi ki fıleh idiniz, ey Süryaniler yoksa yoksa biz burada olamazdık.

Biz kimine yaz, kimine kış, arif olan doluyuz. Cahile, inkârcıya haramzadeye, vallahi boş (Walayiz). Hasra ezgisi tutuklu bakışın ifadesi. Yol yorgunu, ama yolunu bilen bir müzikal, icra hastanın sabahı beklemesi, hangi dilde saklısın, hangi yarının ardındasın, seni sevenler yaralı dertli, şu elin zalimi bizden kıymetli direngenim ama yapa yalnızım. Nereye baktığımın bir önemi yoktur. Ne hissettiğim yada ne istediğim, gözlerimdeki hayalde saklıdır.

Çoğu zaman dardayım, sığındım sana aziz beytzabday, hasretleri bana yakıştırmışsın, içimdeki kopan fırtınaları görmelisin, vademiz doluyor ömrümüz geçiyor. Sendeyim haykırıyorum. Küvel, yamaçlarında, annemin sokağında  (Pepük pepük)  Kerimin billur sesi. Şarkı söz yazarı Kerim Togan’ın  iç feryadı, geçmiş zamanın uçurumlarına, uzanıyor. Süryani ayrılıklarda unutulmuş diyardan,  rüyalar bir ahir zaman, sözlerindeki kelimeler yüreğimizdeki saatini vuruyor. Yaralı bırakıyor. Kerim’ın hazin sesi,    hüzün damlatırken bizleri be çare bırakıyor.

 Ona eşlik eden kemanın tellerinde ağlamalar, sızlamalar yürekleri isot biber gibi cız cız ediyor. Kederiyle kaderiyle betimleyip birleştiriyor. Seni sevmek aşkından, hasra şarkısını dinleyip anlamayanların, önüne bambaşka, ufuklar açıyor.

Orada bir hayat olduğunu kanıtlar durumda.  Altında yaşanmış, hayatların olduğunu bilincine vardırıyor. İdil tarihini, geçmişini, şarkı ile birleştiriyor.  İdil’in geçmişinde acılı hikâyelerimiz vardır. Bizler buraların kadim mükinleriyiz.

Topraklarda, gözümüz var, sözümüz var. Topraklara altında atalarımız, toprak üstünde tarihi ve kültürel değerlerimiz yaşıyor. Yaşanmış acılara tanıklık etmiş, dinlerken o acıları anlatan İdilin sesi,  ruhu içimizde kalıyor. 

Herkesler gibi Pulus abemiz, Kerim kardeşimiz yaş alabilirler ama Hasra şarkı hep genç, her dönem de gönüllerin hasretine hitap edebiliyor. Şarkı diri kalacaktır.Sonbaharı, Kışı olmayacak, gönlümüzde bahar duyguları yeşertecek. Bütün bu değerleri, duyguları taşımaya çalıştık. Bu yazıya hani şairin deyimi ile  “Bülbülüm bağ gezerim, aşıkım dağ gezerim. Yüz yerde, yüz yaram var. El sanır sağ gezerim.

Avrupa’lara entegre olsak, uyum sağlasak da dönüp dolaşıp çocukluğumuzun, gençliğimizin, geçtiği coğrafyaya dönüyoruz .“ Kuş kendi sürüsüyle mi uçar. Her ot kendi kökünde bitter. “  klişe olmuş hikayeler aklımıza geliyor.

Yaşamsal maceramız, temas alanlarımızda yaşama biçimimizle canlı değişken birer hikayedir. İçine düşersin gidersin. Kendi mezhebin sınırlarına düşersin.  Onlarla yatıp kalkarsın ve senin için dünyanın merkezi olmazsa olmazı olur bizlerin

Başka bayrak yok ey Beyzabday diyor. Zamana teslim olmak,  susmak, çaresiz düşmek, Ahenklerini katıyor. Özlemek çok ağır bir şey, özlenilmek gerçekten çok zordur. Doğduğunuz, çocukluğunuzun geçtiği, kendinizi bulduğunuz, kimliğinizi bulduğunuz,  o yerden bahsediyor Hasra şarkısı, o topraklardan uzak kalmak, bu biriken şeyin temel özlemi ifade eden şeydir. Ezgiler, şarkılar hayatlara dokunurlar. 

Bir adamın kaç kulağı olmalı, insanların ağladığını, duyabilmesi için. Hakikat çirkin bile olsa hakikaten daha güzel bir şey yoktur. Hakikat yegane unuturur.Çünkü ondan daha parlak bir şey yoktur. Başka yazıda buluşuncaya dek bakalım Aşık seyrani ne diyor.

"Benim sözüm çürük değil sağ gibi,

çürük sözler akıp gider yağ gibi,

üzerinde kervan geçsen dağ gibi.

Yokuşluyum sanma beni düzlüyüm düzlüyüm."

Lahdo sağ

Güncelleme Tarihi: 07 Temmuz 2022, 09:39
YORUM EKLE
YORUMLAR
Begi Kayar
Begi Kayar - 2 yıl Önce

Allahin selami hepinize arkadaslar, kardesler. Allah sevgidir ve dogruyuda sever. Biz insanlarda, dogruda kalip, hakikatleri kabul etmek insanlarin görevidir. Allah bunu istiyor bizden. Hatasiz, kamil insan yoktur bu dunyada. Dogru insan hic bir zaman, dusmez, yikilmaz cunku Allah onunladir. Dogruluk sonsuzlugun gunesidir arkadaslar, kardesler, nasil olsa dogar.
Evet aynen ögle sayin Lahdo Sagin yazilari butun bunlarin tekrari ve tasdikter. Butun yazilarina katiliyorum. Kerim Toga nin Idil de. Seslendirdigi. Hasra sarkisi her kalbi olup insan olanin, hele hele biz idili suryanilerin kalbini yaralamistir. Aglatmislar cogumuzu, biz hakliyiz ve ya haksizlari aramiyorum burada duygular, kaybolan yillar hasretler öne cikiyor. Sarkinin gectigi yerler bir zamanlar kosup gectigim yollardan simdi tekrar oralarda gidecek yuruyecekler hayellerini kuruyorum, asagi mahellede durust Idil insanlari samimi selamlari icten gulumsemeleri bizleri karsiliyordu. Iyi durust insanlar hiristiyani, muslumanida vardi. Özlem duyuyoruz. Amma hayat cogu kez istediklerimizi vermez, ama vicdansizca bazi insanlar sayesinde bizden istediklerimizi sormadan vicdansizca aldilar. Evet ama bunun cezasida oalacktir elbet. Kimsenin hakki hic kimseye kalmaz, ne olursa olsun, kim olursa olsun. Allah adildir ve dogrudur, her seyi görur ve bilir. Insan ektigini bicer. GIDEN ÖMURU. YILLARIN ACISINI hic bir kmse geri veremez. Bazi darbeler evin oglu, agabeyisi, guvendigin en yakin insandan yedinmi, iste o aci hayatin boyunca yakar ve gecen yillara gencliga yanar insan. Öncelikle insan cenahindan bakiyorum. Kerim’i Kutlarim. Tarihi bir calisma yapti yalniz burada duracagim ve size baska gözden kacmamasi gereken bir nokta nokta diyorum.Bu hasra sarkisi 90 yillarinda aradan uzun bir zaman gecmesine ragmen. Cok fazla bir ilgi görmedi hatta duyulmadi.Neden? Söyle anlatayim. Bu hasra sarkisini Lahdo Sag eline aldi ona ev sahipligi.Yapti altin cumlelerle, degerine deger katti harmanladi usta bir kalemle öne, piyaseye cikardi ona yeni bir kalemle öne cikardi ona yeni bir hayat verdi. Kalplerimizin en guzel yerine oturmasina ön ayak oldu. Hepimiz sana minnet borcluyuz. Yine yorumumu gec ve uzun yazdim,ama olsun gec olsun temiz olsun. Bagislayin. Var ol, kalemin hic eksik olmasin komsu oglu Lahdo Sag. Bu topuma cok cok ama cok lazimdin. Tekrar Pulus’a Kerim. Kardeslere. Idilhaber. Gazetesine ve her emegi olana tesekur ederim. Saygi selam hurmetlerimi sunarim. Allahin inayetiyle kalin.

Hanna Karanfil
Hanna Karanfil - 2 yıl Önce

Bölgemizde azınlıkların tarih boyunca ezildikleri bir vakadır. Çünkü bölgemiz Doğu ve Batı kavimlerin savaşlarına sahne olmuştur. Kavimlerin kaynaştığı ve aralarında savaşların eksik olmadığı bir bölgede yaşıyoruz. Biliyoruz ki, Büyük İskender Makedonya'dan Irak'a kadar yerleri savaşarak elde etmiş, İran sınırına kadar dayanmıştır. Ama bölgemizde sık rastlanan bir hastalığa boyun eğmek zorunda kalmıştır.
Bu girişten sonra asıl makaleye dönelim.
Yazar Lahdo Sağ, sosyolojik olduğu kadar dramatik bir gerçeğe ustaca parmak basmıştır.
Süryani toplumunun kültürüyle yoğrulmuş, Allah vergisi güzel sesiyle Kerim Toğan sanatçımızın haykırışını içeren Hasra (Hasret) şarkısıyla yola çıkarak yazdığı makale, okuyucuların yine hayranlığını kazanmıştır. Geçmişten gelen ve yine geçmişte kalan cehaletin yarattığı sorunların üstünü barış ve kardeşlik vurgusuyla kapatmıştır. Ayni şekilde bizim ve bizden sonraki kuşakların birbirleriyle diyalog kurmalarının önemi üzerine durarak, komşuluk duygularının yeşereceğine işaret ederek bizleri davet etmektedir. Bu mesajını hayranlıkla karşıladım. Ayni coğrafyada asırlarca yaşamış komşular ve dostlar olarak dünyanın neresinde olursak olalım, birbirimize ihtiyaç duyduğumuzun öğrenmenin zamanı gelmiştir.
Bunun yanında komşu kardeşlerimizin bazıları empatinin en güzelini yaparak İdil Süryanilerine desteklerini her zaman göstermelerinden sevinç duymaktayız.
Bir kardeşimiz İdil'e dönmüş kişileri sayarak, daha fazla dönüş yapılmasını istemektedir. Çok iyi niyetli olduğu bilinen bu arkadaşa teşekkür etmek isterim. Fakat her şeyin dümdüz olmadığını bilmek de lazım. Her toplumda çıkarlarını ön plana alarak başkalarının haklarını ihlal edenler vardır.
Yazarımız kendi toplumu için de özeleştiri yapması okuyucuların beğenisini kazandığı kesindir. Çünkü objektif bakış açısıyla toplumu Ayni teraziye koyması, yazısına ayrı bir güzellik katıyor.
Lahdo Sağ İdil toplumu için bir değer olduğu gibi, biz yorumculara da değer katmaktadır. İdil
Süryani toplumunun tüm bireylerinin haykırışları olan Hasra (Hasret) şarkısını güzel sesiyle klipleştiren ve yıllar önce dinlediğimizde gözyaşlarımıza engel olamadığımız bu ezgiyi seslendiren Sanatçımız Kerim Toğan'a başarılarının devamını diliyorum.
İdil Haber ekibine de her zaman bu olanağı bize sağladıkları için minnettarız. Saygıyla.

Ali AYGÜL
Ali AYGÜL - 2 yıl Önce

Lahdo Sağ'ın "GİDEN ÖMÜR, KALAN HASRET" yazısı Hezex'te yaşanan yağma ve talanın tüm boyutlarını açıkça ortaya koymaktadır. Her Hezexli Süryani yıllardır acılarını yüreğine gömerek, çaresizlik içinde ailesine nasıl bir yaşam ortamını sağlayabileceğini düşünüp durmuştur. Hezex'teki kadim yaşam kültürüne, anılarına, HASRA gibi halk ezgilerine, ana baba toprağına, taşına, bağına, bostanına, sebzesine, meyvesine özlem duya duya yaşamanın acısı maalesef Hezexlilerin yüreğini yakmaya devam ediyor.
Pulus Togan ile Kerim Togan'ın memleket hasretini dile getirmeleri, Kerim Togan'ın da bu çığlığı seslendirmesi; Lahdo Sağ'ın da bu emeğin her Hezexli tarafından sahiplenmesi isteği ve hayali umarım gerçekleşir.
İdil'de HASRA gibi pek çok ezginin kadın ve erkek dengbej tarafından üretildiğine yürekten inanıyorum. Eskiden ağıtlar, destanlar, masallar, stranlar, kılamlar çeşitli uygun ortamlarda söylenir ve dilden dile yayılırdı. Bu ezgilerden sadece bir tanesini Lahdo Sağ'ın çarpıcı biçimde bizlere tanıtması son derece önemlidir. Benzer biçimde diğer ezgilerin de unutulmaması için çaba gösterilmesi gerekir.
İdil Haber'de çıkan yazılar son derece değerlidir. Bu yazılar geçmişle gelecek arasındaki bağın oluşmasında önemli katkı sağlamaktadır. Ancak Lahdo Sağ'ın dediği gibi bu durumun Hezexliler tarafından sahiplenilmesi gerekir. Lahdo Sağ gibi 'Hezex Sevdası' olan tüm Hezexli aydınlara, gençlere, araştırma görevi düşmektedir.
Çünkü, maalesef üniversite ve akademi çevrelerindeki araştırmacılar bu konularda Lahdo Sağ ve İdil Haber gibi duyarlı davranmıyorlar.

Ali AYGÜL
Ali AYGÜL @Ali AYGÜL - 2 yıl Önce

İdil Haber Editör'ünün Lahdo Sağ'ın "GİDEN ÖMÜR, KALAN HASRET" yazısına yaptığım yoruma verdiği yanıta çok teşekkür ediyorum. İdil Haber'de yorumlarımın okunması, beğenilmesi beni hep duygulandırır. Ben İdil'in ekmeğini yedim, suyunu içtim, mert insanlarını tanıdım, çalışkan öğrencilerimle birlikte yaptığımız eğitim ve öğretimde başarılı olmak için elimizden geleni yaptık. İdil, öğretmenliğe başladığım yer. İdil'i öğrencilerimi, öğrenci velilerini, halkını, kadim İdil (Hezex) yaşamını hiç unutmadım. İdil öğretmenlik yaşamımın temel harcı oldu. Nasıl unutabilirim ki? İdil'den aldığım her iyi ve güzel haber beni çok mutlu eder, her olumsuz baber de beni üzer. İdil ve İdillilere karşı kendimi borçlu hissettim. Yıllar geçti bir biçimde hâlâ pek çok öğrencimle görüşüyorum. İdil Haber aracılığıyla yeni dostlar ve dostluklar ediniyorum. Fırsat buldukça İdil'i, İdil'le ilgili gelişmeleri ve haberleri takip etmeğe çalışıyorum. İdil Haber benim için harika bir kaynak olmaya devam ediyor. İdil Haber Editörüne, Çalışanlarına, Yazarlarına, Okuyucularına ve Tüm İdil Halkına içten selam ve saygılar..
Ali AYGÜL

İdil Haber Editörü
İdil Haber Editörü @Ali AYGÜL - 2 yıl Önce

Ali Aygül hocamız İdil'in Eğitim sektöründe arkadaşları ile birlikte büyük emek vermiş, enerji harcamış bir şahsiyet. İdil'in daracık sokaklarında yürümüş, Seyit Eshad lokantasında yemek yemiş, İdil'in kıraathanelerinde çay içmiş, insanları ile sohbet etmiş, İdil'in önemli gecelerinde saz çalmış, 1969 İdil'de yaşamış, ilk Ortaokulu kurmuş bir hocamız. Süryani Hanna, Begi, Ezidi İbrahim, Müslüman Tahir, Hasip, Ahmet, Suzan fark gözetmeden, kimliklerine bakmadan kendi çocukları gibi düşünerek, öğrencileri okutmuş bir insan. Ali Hoca İdil'de kaldığı süre içerisinde sadece İdil'in eğitimi ile ilgilenmedi. Sosyal hayatı ile de ilgilenerek toplumun yapısına katkı sağladı. Tıpkı şimdiki gibi İdil'den ayrılmasına rağmen İdil Haberi takip ederek İdil'le ilgili yazılan konularda fikir beyan ederek yada bilgi vererek katkılarını esirgemiyor. Takipçilerimiz Ali AYGÜL yorumunu gördüklerinde, yorumda İdil'le ilgili bilgili olduğunu göreceklerdir. Bu durum merak uyandırarak Ali AYGÜL kimdir sorusu akla gelebilir. Ali Hoca 1969 yıllında İdil'de arkadaşları ile birlikte İdil'de ilk Ortaokulu kuran ilk ortaokul müdürümüzdür. İdil'de 3 yıl eğitim ve sosyal alanda hizmet vererek bizimle birlikte yaşadı. Kendisinin bize, İdil toplumuna çok şey kattığını düşünüyoruz. İstanbul'da yaşıyor. İdil haber de Lahdo Sağ'ın yazdığı köşe yazılarında zaman zaman yorumlar yazarak açıklamalarda bulunarak idil'le ilgili yazılara destek veriyor.. Kendisine yazdığı yorumlardan verdiği desteklerden dolayı teşekkür ediyoruz.

İlyas Oylu
İlyas Oylu - 2 yıl Önce

Ağıtmı desem, Ezgimi desem veya haykırışmı desem... Hasret adlı Video Klibinin anlamını çok açık ve net bir şekilde yazmış değerli yazarımız Lahdo Sağ Abem. Yazarımız bir çok konuya deyinmiş ve gerçeği kaleme almış. Bu Video klibini ve ona tam uygun olarak yazılmış bu yazıyı okuduğumda gerçekten ama gerçekten gözlerim yaşardı. İdilden ayrıldığımızda tanıdığımız İdil yok olmuş, harabe olmuş ve tanınmaz hale gelmiş. Kerim Abemin bu yeni yaptığı HASRET adlı Video klip güzelim Beyt Zebdeye Hasret çekiyor, yıkık evlerine Hasret kalıyor ve tüm İdil Süryanilerine haykırış yapıyor.
Bu vesileyle başta yazarımız Lahdo Abeyi cani gönülden kutlar, takdir eder ve başarılarının devamını diliyorum. Ayrıca Pulus Togan ve Kerim Togan kayınçolarımıda cani gönülden kutlar, biz İdil Süryanileri için hazırladıkları bu Video klibi bir İlktir ve ebediyyen İlk kalacaktır. Nağmene hayran kaldığım Kerim Abem bize yaptığın bu fedekarlığın karşılığı pahası biçilmez ve bizlere ebediyyen HASRET ve Özlem çektirecektir. Bize bu fırsatı sağlayan bütün İdil Haber ekibine saygılar, sevgiler ve selamlar.

Şükrü Külen İsviçre
Şükrü Külen İsviçre - 2 yıl Önce

' HASRA '
Bugün günlerden memleket, bugün özlemlerde tüten İdil ve bugün yine hoş kokusuna kavuştuğumuz Azech, bugün yüreklerde yatan hasretimiz Bet-Zabdey!
Bugün hasret gidererek deşarj olmaya çalışıyor her bir İdil sevdalısı, asıl memleket onda yaşamak değil de; uzaklarda olup onu yaşatmaktır ve bizler hepimiz bu platform sayesinde buluşup bunu icra ediyor bu vatana olan sevgi ve hasretlerimizi dile getiriyor o güzelim memleketi, içten ve dıştandan da olsa bir nebze, yaşıyor ve yaşatmaya çalışıyoruz!
Hüzünlüyüz çünkü uzaklardayız , ayrıyız ama bu demek değildirki beraber yaşamıyoruz ve ben şahsen her bir İdil efradının birbirine bağlı olduğunun, beraber olduğunun kesinlikle kanaat ve inancındayım; güzelim İdil'in havasını alan, suyunu içen onda doğup yaşıyan her beşer İdillidir, ister Süryani, Türk, Kürt, Ermeni,, Yezidi, Yahudi, ister Mihellımeni, Cizreli, Midyatlı ve ne olursa olsun ben İdilliyim deyip o güzelim memleketi her bir seven, yaşıyan ve yaşatan İDİL'lidir!
İdil bir sevdadır, kor ateşi gibidir, düştümü kalplere attımı akan damarlara hiç durmadan çalışır ve yaşar, İdil bir mabettir aynen tarihle yaşlanan Meryem ana gibi, İdil bir HASRA-hasret aynen her gönülde yanan küllenmiş ateş gibi, İdil bir sevdadır, herbirimizin yaşam hevesi ve sevinci, başlangıcı, geçmişi, bugünü ve parlayan yıldızı olan yarını ve geleceği!..
Bugün Süryaniler Lahdo Sağ abinin kalemiyle ve Toğan kardeşlerin Hasra ezgisiyle ve bizler kişisel yorumlarımızla burda; bir tarihten söz ediyor; memleketimizin, sevinçli olduğu kadar, milletimizin acılı hasretlerini ifade ediyoruz, aynen benim hasret şiirlerimde olduğu gibi;
"HASRET
Ey harap edilen tarihimiz, kimsesiz vatan ve öksüz İdil'imiz

Yok olan, 'Xid M'barek" çocuklu bayram heyecanımız, sevincimiz!

Tariften ve tarihten mahrumdur gönlümdeki özlemleriniz, hasretleriniz.

Yode Meryem'ler, dedde Sare, hale Merto ve elleri öpülesi tüm annelerimiz..!

İşte bundan ibarettir HASRET ve özlemlerimiz Şükrü'lü şiirlerimiz!."

Hasret ve sevinçlerimiz İDİL hep yaşasın tüm İdillilerimi sevgiyle SELAMLIYORUM!

Josef Kopar
Josef Kopar - 2 yıl Önce

Eline saglik Qarib! Yazilarinizi hep ayni heyecanla okuyoruz,
HASRET ! Gerçekten hasret gidererek okudugumuz makaleni, Kerim kardeşimizin sesinden hasretle dinledigimiz şarki, bizi Hazak'in Hazak oldugu günlere götürdü, özlemimize özlem katti,
Degerli yazarimiz! Burda yazdiklarina tamamen katiliyorum,
iki otobus olsa, biri geçmişe, digeri gelecege gitse, hiç düşünmeden arkama bile bakmadan geçmişe giden otobuse binerim,
HASRET,, hasret kaldik o günlerin Hazak'ina, o günlerin Hazak'taki Hazak'lilere.
Saygi ve selamlarimla.
Josef Kopar

Suat Atay
Suat Atay - 2 yıl Önce

LAHDO SAĞ en derin saygılarımla senii kutlarım çok güzel hasret dolu abe kerim Togan eşlik yaptınız için güzel sözlerin için tüm kalbimle teşekkürler

Behnan Konutgan
Behnan Konutgan - 2 yıl Önce

Sevgili yazarımız Lahdo Sağ, bizi yine eskilere götürmüş. Çocukluğumuzun geçtiği yerlere. Sokaklara, kilise avlusuna götürmüş. Özlem, özlemlere.

Özlem insanda güzel bir duygu. Bu duygunun yok olması, insanın ruhsuzluğunu, dengesizliğini anımsatır. Gurbette yaşayan bizler İdil'imizi, sokaklarımızı, yaşadığımız evlerimizi, dostlarımızı özlüyoruz.
Küçükken bizi döven, küfreden ve PİS FILAH diyen o dönemin çocukları şimdi büyüdüler, hatalarını farkettiler. Özlem duymaya başladılar ve bizi sürekli arayıp nasılsınız diye sorarlar. Bize, bana pis fılah hitap edenler şimdiyse, "Bre" diye hitap ediyorlar.

Hayat bu işte! Güzel, olgun insan çevresindekilerini, komşularını küçümsemez, aşağılamaz. Bir Hristiyan olarak her zaman çevremdeki Müslüman arkadaşlarımı sevdim. Korkumdan değil. İncil bana bunu öğrettiği için. İncil'de şöyle yazılıdır:
"Tanrı'yı seviyorum deyip de, Tanrı'nın benzerliğinde yaratılan insandan nefret eden yalancıdır ve o kişide gerçek yok." İşte bu ahlakla büyüdük biz.


Özlem duygusunu ve İdil'e özlem yüklü şarkıyı bize anımsatan sevgili kardeşimiz Lahdo Sağ'a içten teşekkürlerimi sunarım. Bu güzel ve duygu yüklü şarkıyı yapan, okuyan Pulus ve Kerim Toğan kardeşlerimi de kutlarım.

Sevgi ve saygılarımla.

Cemil Aydoğmuş
Cemil Aydoğmuş @Behnan Konutgan - 2 yıl Önce

Çok teşekkür ederim değerli Yazarımız Lahdo Sağ,bu güzel ve çok anlamlı kalplerde etki bırakan bu makale için. Emeğin ve zahmetin unutulmaz bir değer zihin ve yüreklerde bırakmakta! Geçmişi bugünümüze getirip,canlılıkla olayları,yaşanmışları gözlerimizin ve kulaklarımızın önüne sermek bir usta yazarın işi ve eseridir!!!Zaman geçtikçe bu hasret çektiğimiz, doğup büyüdüğümüz bu güzel şehrimiz olan Beytzebdey yani takma ismiyle coğrafya da Ìdilden daha ne kadar erdemli,insanlara sevinç ve umut verecek makaleler,anlatımlar çıkacaktır. Yazarımızın üzerinde olan bu mesuliyet ile sevgi dolu kalbiyle olayları bize aktarmakta güç ve anlayışla dolsun diye RAB bimizden dilerim ki,hassasiyetle bu takdir edilir yazarlık işini yapsın,bununla okuyuculara sevinç versin. Çok değerli Pulıs ve Kerim Toğan ın ses ve gayretleriyle hayata getirdikleri bu Hasra (hasret)çok anlam ifade etmektedir! Bir kelimeyle çok şeyi söylüyor. Bu gerçekleri,geçmişi ve olayları işitince ağlamamak olmuyor. Bu ağlamak çaresizliğin değil,umudun ağlamasıdır!!!Çünkü her zaman Rab te umud vardır. Hasra şarkısıyla halkımız arasında ün kazanmış çok değerli kardeşimiz Kerim Toğan a teşekkür ederiz. Ağzına yüreğine sağlık. İyiki varsın!Rab Mesih seni ve aileni korusun, bereketlesin ve tüm İdil halkını. Okuyuculara kalpten selamlar ,sevgiler.


SIRADAKİ HABER