İdil Belediyesinde neler oluyor....?

İdil Belediyesi’nden dokuz aydır gelen gürültüler, halk arasında endişe ve korku yaratıyordu. Bu durumu ifşa etme cesaretini kimse gösteremedi. Kimin haklı, kimin haksız olduğunu tartışmaya cesaret edemediğimiz gibi, susmayı tercih ettik. Türkan Kayır’ın kadın gücüyle belediye başkanlığını ne kadar sürdürebileceğini izliyorduk. Korkunun insanlar üzerinde davranış bozukluklarına yol açtığını, bu yüzden bir çoğumuzun kendini gizleme ihtiyacı duyduğunu gözlemledik. Bugün korkumuzla yüzleşerek, karşı karşıyayız. Ne yapacağımızı bilmiyoruz.

İdil halkının ne kadar güçlü, inisiyatif sahibi olduğunu, halkın taleplerinin ne kadar belirleyici olduğunu ancak her şey kötüye gittiğinde fark edebildik. Halk söylemi, hemen kılıfından çekilerek vatandaşa doğru doğrultup susturmak için kullanılıyordu. Ancak şu soruyu sormak gerekiyor: Halkın görüşü ne zaman siyasetin merkezine alındı? Belediye başkan adaylığı sürecinde ya da seçim sürecinde halka fikri soruldu mu? Hayır. Fakat mesele açıklamalara geldiğinde “halkın görüşü” sıkça kullanılan bir söylem haline geliyor. Yaşanan aksaklıklar ve bozukluklar, halkın üzerine atılarak örtbas edilmeye çalışılıyor ve bu durumu bilerek üzerimize alıp sürecin geçiştirildiğini görüyoruz.

Belediye başkan adaylığı sürecinde Türkan Kayır’ın adaylık başvurusu yoktu. 16 kişi başvuruda bulunmuştu. Ancak komisyonun toplanacağı sabah, kadın adaylara dosyalarını geri çekmeleri söylendi. Kimsenin gıkı çıkmadı. Bu bir kriz anıydı ama kimse tepki gösteremedi. Halkın adayları o gün engellenmişti, kimse 'ne oluyoruz' diyemedi. Halk ise onların adayını Belediye Başkanı seçmişti, kendi adaylarını Belediye Başkanı seçememişti. Halk partinin kararına sadık kaldı.Seçim sürecinde halkın iradesi yönlendirildi, tutarsız söylemlerle halk ikna edilmeye çalışıldı ve bu süreç, kandırma temelinde oturtularak bir şekilde başarıldı. Her şey ayarlandığı gibi sonuçlandı. Türkan Kayır Belediye Eş Başkanı seçildi.

Seçim sonrası, belediye başkanı ve meclis üyeleri arasında çatışmalar başladı. Yerel yönetim kurumuna bine yakın şikâyet dilekçesi verildi. Kriter önemli değildi, birbirini şikayet etmek belediye yapılması gereken işler arasına girmişti. Ancak şikayetlerin hiçbirinin İdil’in gerçek sorunlarıyla ilgili olmadığını gördük. Masa, sandalye, telefon gibi basit meseleler üzerine şikayetler sürüp gitti. Yerel Yönetim Kurulu ise bu durumu çözmek yerine izlemekle yetindi. İlçenin dört mahallesinden tutun, iş dünyasınadaki insana kadar kendi aralarında bölüştürerek işlerine engel koymaya başladılar. Belediye meclisinde şu Mahalle Türkanı'cı su verilmesin, şu yapsatçı Doğan'cı işi görülmesin diyerek vatandaşların işi encümen meclisinde engellenmeye başlayınca, kıyametler kopuyordu, kimse bu sorunla ilgilenmiyordu. Dosya sahipleri mahallede meclis üyelerin peşine düşüp işini görmeye çalışıyordu. Meclis üyelerini ikna etmek için çok taklalar atılıyordu. Yerel yönetim ise bu duruma müdahale etmeyerek sorunların daha da büyümesine neden oldu.

Bu süreç sonunda insanlar kayyım atanmasını ister hale geldi. Sorunun birinci nedeni, halkın iradesinin dikkate alınmamasıydı. İkincisi, halkın haklarının kendi menfaatleri için kullanılmasıydı. Üçüncüsü ise, halkın bu gelişmeleri hak ettiğini düşünmesi ve sessiz kalmasıydı. Şimdi Türkan Kayır, DEM Parti’den ihraç ediliyor. Ancak bu karar da halka sorulmadan alındı. Göreve getirilişinde olduğu gibi, ihraç süreci de kapalı kapılar ardında yürütüldü. Bir sabah Adaylığı kabul edilen Türkan Başkan, bir gün öğleden sonra DEM partiden ihraç ediliyordu. Otur, kalk mekanizması işliyordu. Halkın kararı bu işin neresinde acaba diye sorsak ayıp olmazmı?

İhraç kararı, İdil halkını daha da perişan etti. Kimsenin İdil halkına bunu yaşatmaya hakkı yok galiba, demi? Su, ulaşım ve çöp sorunları dayanılmaz bir hal aldı. Yaz aylarında yaşanan su sorunu milletin belini kırdığını biliyorsunuz.Yapsat sektörü, ilçenin ekonomik lokomotifiydi ve bu sektörün kilitlenmesi binlerce insanı etkiledi. Belediye krizi, İdil’i felç etti. Eğer bu durum halkla paylaşılsaydı, halk krizi büyümeden çözebilirdi. Kent Konseyi diye çarşının bir gücü var, devreye girebilir, sorunları çözmek için harekete geçebilirdi. Sorunu çözebilecek kudrettedir.

Sonuç olarak, DEM Parti, bu krizi yönetmekte başarısız oldu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kürt sorununda binlerce insan hayatını kaybetmesine rağmen ezberleri bozarak mesele Türkiye olduğunda, DEM partiyi İmralıya yönlendirmesiyle herkese siyaset dersi veriyordu. Çözüm odaklı dev bir adım atıyordu. Sizde sorunu İdil halkına atsaydınız, bakın nasıl çözülürdü. Halk, bu sorunu çözebilecek güç ve yeteneğe sahiptir. İhraç kararı halk tarafından onaylanmamış, farklı çözüm önerileri halk arasında konuşulmaya başlanmıştır. Geç olmadan bu kriz aşılabilir. Halk bunu söylüyor ve dikkate alınmasını istiyor. Henüz geç olmadığını söyliyeyim. Tercih sizin. Siz güçlüsünüz, siz daha iyibilirsiniz. Ama bize de söylemek düşer...

YORUM EKLE
YORUMLAR
Eyalet Lordu
Eyalet Lordu - 2 gün Önce

Koçerler 15 yıldan fazla idil belediyesini yönetti Resul Sadak’ın bir dönemde yaptığı hizmeti yapmadılar,bkunuz bile çukurlara akıyordu, ama; Ankara’da Mersinde şirketler g.menkullerle zenginliklerine zenginlik kattılar!! denilen kişi de Bazılarının yolundan gitmeyi düşünüyor, idili rantın ve kara para aklama merkezi yapan yapsatçıların maşası ve belediyedeki temsilcisi olmak niyetinde!


-Bu arada bina inşattı yaparken, halkın kaldırımlarını işgal ve tahrip eden inşaat firmalarının Allah belasını versin! Eski belediye karşısında yeni yapılan inşaat’a dikkat edin tüm kaldırımlar tahrip edilmiş, mezarlık yolundaki traktör tamircisi de kaldırımı yağdan pislikten geçilmeyecek duruma koymuş ve dahası zabıtalar sadece okey oynamak için mi görevdeler!
-Herkes kafasına göre yolları kazıyor bunun bir yaptırımı olmalı!
-idil çöpten çamurdan geçilmiyor
-Elle tutulur hiçbir hizmetiniz yok, insanda biraz utanma olur yüzlerce idillinin ahını alıyorsunuz.
-idil betona ve çarpık yapılaşmaya mecbur değil!

-Parklarımız ihale edilip,cafe adı altında tekrardan okey masalarıyla dolsun istemiyoruz!
-mesire alanlarımız uyuşturucu fuhuş vb. yerlere dönüşmemesi için tedbirler alınmalı daha çok rekreasyon alanları yapımına ağırlık verilmeli!
- Birbirinizi yiyeceğinize kayyum döneminde torpille işe alınanları temizleyin!

Mir Mihame hazaxi koçer.
Mir Mihame hazaxi koçer. - 2 gün Önce

Sayın belediye başkanının basın açıklamasına inanıyorum.
Türkan Hanım hizmet etmek istiyor, Buna idil halkının destek vermesi gerekir.
İsviçreden rahatını bırakıp size hizmet etmeye gelmiş. Deşta dareden gelseydi ona bulaşmaktan korkardınız…

Rastem Tori
Rastem Tori - 2 gün Önce

Belediye başkanın aşireti olsaydı gölgesinden bile geçemezdiniz. Yapacağı hizmetlerle söylediklerinizden pişman olacaksınız.

İdilli
İdilli - 1 gün Önce

O koltuğa kim oturursa aynı muameleyi gösterir çünkü bizim bir temsiliğimiz yok kusura bakmayın ama yalaka dolu bu ilçede işler düzelmez bi öyle bi böyle yanar döner yavşaklar olduğu sürece aha da bu şekil bu halk ceza çeker nokta

Juhannes
Juhannes - 1 gün Önce

Bir Gazeteci bu kadar taraf olmamalı. Yazınızda Türkan hanıma tek bir söz söylemeden dem partiye saldırıyorsunuz. Başkan seçildiği günden beri partinin tüzüğüne aykırı hareket ederek, Ekrem şimşekle gölgesinde belediyeyi yönetmeye çalıştı. Robert gibi iki yüzlü birine ceza yazması kabul edilemez. Taraflı olmasaydınız, robertein sahta işleri yazardınız. Türkan roberte ne yapmış, hiç bir şey demi. Ama robert dem partigi seviyor.İdillilerin oylarıyla Seçildi.belediyeyi halka teslim edip geldiği ülkeye dönmelidir. İdilliler iradelerini Türkan hanıma yedirmezler. Bilin istedim.

BOTANLİ BİR İNSAN
BOTANLİ BİR İNSAN - 1 gün Önce

Mesele Türkan Hanim değildir. Mesele Koçerler istedikleri gibi Belediyede At oynatamyirlorlar . Tuncer Bakır han gelse. Koçerler gibi hareket etmese onu hainlikle suçlarlar. YA KOÇER OLACAK YADA HAİNDİR zihniyeti değişmesi gerekir. TÜRKAN HANIMI SONUNA KADAR DESTEKLİYORUZ.

Köçer+demani= İdil
Köçer+demani= İdil - 17 saat Önce

Yorumlara bakıyorum da utanç verici yorumlar , köçer demani, süryani ,sori vs. Böyle ayrıştırmak çok saçma. Maddem biliyorsunuz. Önce adınızı soyadınızı yazın. Sonra hedef ettiğiniz kişileri belirtiniz. Öyle bir toplumun bir parçasını genelleyerek kötülemesiniz. Hedef gösteremezsiniz. “ Her konuda yetişemeyeceğiniz Köçerlere laf atmayı bırakın” birileri ile kuyruk açınız varsa yiyorsa gidin onlara söyleyin.