Çocukken severek seslendirdikleri kilamları ancak büyüdükçe anlayabildiklerini dile getiren dengbej Sidîkê Farqinê, “Kürt yaşamının tarih izidir” dediği dengbejlik kültürünün yok olmaması için gençlere seslendi.
Kürt tarihinde ve sözlü edebiyatında önemli bir yere sahip olan dengbejler, binlerce yıl önce yaşanan savaşları, göçleri, aşkları ve doğa sevgisi gibi birçok konuyu kilamları ile günümüze taşıdı. Bu geleneğe gönül verip, sürdürenlerin sayısı bugün azalmış olsa da Diyarbakır’daki dengbejlerin bir kısmı, Büyükşehir Belediyesi bünyesinde 2007’de oluşturulan Dengbej Evi’nde bir araya getirildi.
Fakat belediyeye 1 Kasım 2016’da kayyım atanması ile birlikte dengbejlerin büyük bölümü halk iradesinin gasp edildiği kayyıma uygulamasına tepki olarak buradan ayrıldı ve hünerlerini kentin tarihi Sur ilçesinde yer alan Dicle Fırat Kültür Evi’nde sergilemeye başladı.
Bu dengbejlerden biri de halk arasındaki “Sidîkê Farqinê” olarak tanınan 55 yaındaki Sıtkı Baran. 1966 yılında Diyarbakır’ın Kulp (Pasur) ilçesine bağlı Xerzika (Tuzla) köyünde dünyaya gelir. 7 kardeşi olan Baran, ailesi ile beraber tarım ve hayvancılık yaparak geçimini sağlar. Tüm zorluklara rağmen köyde yaşayan Baran ve ailesine, 1985 yılında askerler tarafından koruculuk dayatılır. Koruculuğu kabul etmeyen Baran ve ailesi, canlarını kurtarmak için evlerini, tarlalarını ve tüm hayvanlarını bırakıp Silvan’a (Farqin) göç eder. Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nde yaklaşık 28 yıl çalışıp, 2019 yılında emekli olduktan sonra Diyarbakır kent merkezine yerleşen Baran, çocukken dilinden düşürmediği klamları bugün Dicle Fırat Kültür Merkezi’nde seslendiriyor.
Baran, hayatında önemli bir yere sahip olan dengbejlik kültürünü Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı.
DENGBEJLERİN KİLAMLARINI DİNLEYEREK BÜYÜDÜ
Sözlerine “Dengbejlik kutsal ve güzel bir kültürdür, Kürtlerin yaşamının bir tarih izidir” diyerek başlayan Baran, küçük yaşta dengbejlerin kilamlarını dinleyerek büyüdüğünü dile getirdi.
‘ÇOCUKKEN SEVDİK, BÜYÜDÜKÇE ANLADIK’
Çocukken sevdiği için dinlediği kilamlara, büyüyüp söylenenleri anladıkça daha fazla ilgi duyduğunu ifade eden Baran, şunları söyledi: “Dengbejliği çok seviyorduk, çünkü bizler için çok güzel bir kültürdü. İnsanlarımız dertlerini, sorunlarını dile getiriyor. Binlerce yıllık tarihin içerisinde yaşananları makamlaştırarak bugünlere dengbejlikle taşındığını görüyoruz, bu yüzden kutsaldır bizler için. Dengbejleri dinlediğimiz zaman bir anlamının olduğunu görüyoruz. Dengbejliğin içinde yer alan her kelimenin anlamı var, boş şeyler değil. Tamamıyla var olmuş yaşanmış gerçekliklerdir, sözlü olarak bugüne getirilmiş. Halkın dertlerini bugüne kadar getirmişler”
'BU KÜLTÜRÜ SEVEN ÇOK GENCİMİZ VAR'
Baran, klamlar seslendirdikleri programlara gençlerin yoğun ilgisini gördüklerinde çok sevindiklerini de söyledi. Baran, “Çünkü bu kültürü öğreniyorlar ve bu dengbejlik kültüründe neyin dile getirildiğini öğreniyorlar. Dengbejliğin yok olacağını düşünmüyoruz, ileriki zamanlarda daha da artacağını düşünüyoruz. Çünkü bu kültürü seven çok gencimiz var. Şimdilerde sosyal medya üzerinde geçlerimizin de dengbêj kilamlarını söylediğini görüyoruz ve bundan da mutluluk duyuyoruz. Dengbejliğin geleceğe taşınacağından da ümitliyiz”, sözleriyle dengbejliğin son bulmayacağına inandığını dile getirdi.
Daha önce Kültür Evi’ne gelen konuklara haftada bir gün program sunduklarını, bugünse pandemiden kaynaklı programlara ara verdiklerini anlatan Baran, şöyle devam etti: “Dengbejlik tarihe ışık tutan kilamlar olmakla birlikte aşka dair söylenilen klamlar da var. Ben en çok aşk üstüne kilamları söylüyorum. Çünkü gençken istesen de istemesen de aşık oluyorsun. Biz de oldu bu durum. O yüzden en çok aşk kilamlarını söylüyorum. Bazen dengbej divanı oluşturduğumuzda sürekli tarih savaş klamlarının söylenmesinden dolayı tepki gösterenler de oluyor. O yüzden aşk kilamları da söyleniliyor cemaatte. Mesela bir kadın ile erkek birbirine aşık oluyor, kavuşamıyorlar. Onlar da kavuşamamalarını dengbejlikle dile getiriyorlar. Ben de bu durum böyle gerçekleşti” ifadelerinde bulundu.
GENÇLERE SESLENDİ
Baran, son olarak gençlere şu çağrıda bulundu: “Talebimiz gençlerimizin buraya gelmesi, bizleri dinlemeleri, bu kültürü devam ettirmeleridir. Böylelikle bu kültür de yok olmaz. Gelsinler bu kültürü öğrensinler. Bizler bu kültürün devam etmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Pandemi bittikten sonra hafta da bir veya iki kez bu programı devam ettireceğiz. Bu kültürü de bırakmayacağız.”