Atalarımızın konakları

   Malum olduğu üzere her birimizin içinde ikamet ettiği bir ev, bir mesken vardır. Günün şartlarına göre az çok modern evlerdir. Bu evlerimiz ya bir şehirde, ya bir belde de veya bir köydedir. Bir çoğumuzun atası derme çatma çadırlarda yaşıyorlardı. Bir aile hatta belki birden fazla aile bir çadırın altında kalırlardı. Çadırın bir tarafında kendileri diğer tarafta yegane geçim kaynakları olan hayvanları kalırdı. Hayatlarına bu şekilde devam ederlerdi. Buradan yola çıkarak bir köyümüzün hayat hikayesini anlatacağım. Bu köyümüz Ulak-Fırfele’dir:

Dilden dile, kuşaktan kuşağa, nesilden nesile bizlere kadar gelen rivayetlere göre Fırfele köyünün bulunduğu yere köyün ilk sakinleri bir yerlerden gelerek çadırlarını kurmuşlardır. Obanın kurulmuş olduğu yerin sahibi olan FırfelBeg, bu durumdan haberdar olur. Bunu işittikten sonra birkaç atlısını obanın bulunduğu yere göndererek oba reisinin yanına gelmesini emreder. Ertesi gün oba reisi Mıco, Firfel Beg’in bulunduğu bölgeye gittiğinde Firfel Beg’in adamları Mıco’yu huzura çıkarırlar. Aralarında şu konuşma geçer:

­Mıco:

    -Efendim beni emretmişsiniz. Ben ilgili obanın sahibiyim, der.

FırfelBeg:

    -Sen hangi cesaretle mülküme obanı kurarsın Mıco?, der.

Mıco:

    -Efendim! Biz asla bir başkaldırı için mülkünüze obamızı kurmadık. Geldiğimiz yerdeki otlaklarda otlar kalmadı. Hayvanlarımız aç kalmasın, çoluk çocuğumuz beslensin diye obamızı buraya kurduk. Kötü bir niyetimiz yoktur Fırfel      Beg, der.

FırfelBeg, Mıco’yu iyice süzdükten sonra bu yiğit birine benziyor diye içinden geçirir.

FırfelBeg:

    -Bir şartım var. Şartımı yerine getirme cesaretin varsa obanı kurmuş olduğun yeri sana veririm.

Mıco:

    -Şartını söyle Begim, der.

Fırfel Beg:

    -Benim Suvar adında bir yeğenim bana karşı baş kaldırmış. Beyliğin reisi ben olacağım diyor. Gücü kuvveti benimkinden daha fazladır. Eğer siz bu yeğenimi bir şekilde ortadan kaldırırsanız obanı kurmuş olduğunuz yeri ve civarını da sana veririm, der.

FırfelBeg’in yeğeni Suvar ile ilgili tüm bilgileri aldıktan sonra Mıco:

    -Şartlarını kabul ediyorum, der ve Fırfel Beg’in yanından ayrılarak obasının yolunu tutar.

Mıco obasına döndükten sonra o gece adamlarını yanına çağırarak etraflıca bir durum değerlendirmesi yapar. Suvar’ın konağının yerini öğrenip planlarını yaptıktan sonra Fırfel Beg’in yeğeni Suvar’ın bulunduğu muhite giderek bir şekilde konağa gizlice girmeyi başarırlar. Mıco,  FırfelBeg’in yeğeninin kaldığı odaya yalnız gireceğini adamlarına söyler. Mico odaya girdiğinde bakar ki Fırfel Beg’in yeğeni Suvar yatıyor. Mıco hançerini çıkarır ve başının üstünde olduğu yastığın sağ tarafına saplar. Suvar’ı öldürmez ama hançerinide sapladığı yastıktan çıkarmaz. Mıco yine geldiği yerden kimselere yakalanmadan adamlarıyla beraber konağı terk ederek aynı gece obasına geri döner.

    Sabah Fırfel Beg’in yeğeni Suvar uyandığında yastığa saplanmış hançeri görür görmez amcası Fırfel Beg’in bu işi yaptığını düşünür ve bir durum değerlendirmesi yapmak üzere adamlarını konağa davet eder. Uzun bir istişareden sonra olayın çok planlı yapıldığı, FırfelBeg’in çok güçlü olduğu, isteseydi öldürebilirdi kanaati fikrinde birleşerek Suvar ile iki adamının Beg’e gidip kendisine biat edeceğini kararlaştırdılar. Suvar ve iki adamı giyinip silahlarını kuşanarak atlarına biner ve amcası Fırfel Beg’in konağının yolunu tutarlar. Beg’in konağına vardıklarında kahyalar Fırfel Beg’e Suvar ve iki adamının geldiğini haber verirler. Beg misafirleri içeri almalarını söyler. Yeğeni Suvar huzura iki adamı ile beraber çıktıktan sonra Suvar:

    -Amcam Fırfel Beg! Siz bana canımı bağışladınız. Bende bundan sonra senin emrinde ve hizmetinde olacağım. O hançeri göğsüme de saplayabilirdiniz. Ama bunu yapmadınız. Size minnettarım, sen benim amcamsın, Bende bundan böyle senin yeğeninim, der.

Fırfel Beg tabiki meselenin nasıl cereyan ettiğini, bu olayın planlamasının kiminle yapıldığını, bu başarının kime ait olduğunu iyi bilmektedir. Yeğeni Suvar’ı en güzel şekilde ağırlayıp uğurladıktan sonra Mıco’nun yanına gelmesi için adamlarını obasına gönderir. Mıco konağa gelip FırfelBeg’in huzuruna çıktığında Beg ayağa kalkar ve alnından öperek yanına oturmasını söyler. Olanlar için teşekkür eder. Büyük bir iş başardığını söyledikten sonra Mıco’yaderki:  “senin obanın kurulu olan yeri ve  de çevresini sana verdim. Hayırlı olsun.” Konakta izzet ve ikramla ağırlanır. Mıco artık musade ister. Beg, Mıco’ya konağın kapısına kadar eşlik ederek onu uğurlar. Mıco obasına vardıktan sonra adamlarını toplar. Durumu anlatır, oba ve çevresindeki arazilerin kendisine verildiğini söyledikten sonra:  “obamızın bulunduğu yere bir köy kuracağız ve bu köyümüzün adı da ‘FIRFELE’ olacak” der Mıco. Adamları bu söylenenleri tereddütsüz kabul eder.. Ve huzur içinde o derme çatma çadırlarında hayatlarına devam ederler..

YORUM EKLE
YORUMLAR
lahdo sağ
lahdo sağ - 3 yıl Önce

tarih yazarken ,bile tarih yazmak i
yazar kardeşim, değerli muallim , muehmed emin bozkuş uzun incemeler sonucu '' fıllfel' tarih kitabını uzun incelemelr güzel bir sunumda , latafet, nezaket, göstererek, bir kaç gün evelinde idilde olduğumuz bir kaç gün evelinde,
bizlere, arkaşlara, tanıttı. ve karşılıksız , olarak ikram etti.

hocamın kendine özgü ,irfan üsllübuyla kaleme aldığı kitapta geçmiş ,tarihin tüm yönlerriyle elle almış ,tarihi, gelişimi,
belgeler,ve önemli fotoğraflarla desteklemiş adete ilmek,ilmek işlemiş bir baş ucu kitabı olmasını sağlamış.

emeğine , yüreğine , kalemine sağlık ey müallim. yazmaya devem ediyorsun aynen lahdo sağ