Dünya, Güneş etrafındaki 365 günde tamamladığı turunu tamamlamak üzere. Hz. İsa (a.s)’ın doğumundan bu yana 2021 kere güneşin etrafında dönen yerküre, 2022’inci turuna başlayacak. Kim bilir üzerinde yaşadığımız şu arz, İsa Peygamber’den önce kaç tur attı?
Sadece Dünya mı dönüyor ateşten kürenin etrafında? Hayır, Güneş’in gezegenleri, uyduları ile birlikte hareket halindedirler. Üstelik dönerek bir geçtikleri yerden bir daha asla geçmemektedirler. Bütün sistem bilinmeyen bir yere birlikte hareket halindedir.
Bahsettiğimiz, Samanyolu Galaksisi içerisinde bulunan Güneş ve bağlıları olan gezegenlerden oluşan ve uzaya göre küçük bir yapıdır. Güneş gibi 200.000.000.000 (200 milyar) yıldızdan bahsediliyor, sadece galaksimizin içerisinde bulunan. Ne muazzam bir yapı?
Tabi iş bununla bitmiyor. Fezanın içerisinde daha kaç galaksinin, kümenin bulunduğu meçhul. Bir yıldızdan yola çıkıp, Dünya’ya 5000 ışık yılı sonucunda ulaşan ışığı incelememiz neticesinde, o yıldızın 5000 ışık yılı öncesindeki durumunu anlamaya çalışıyoruz. Belki de bize ışığı gelene kadar, o yıldızın kendisi ölmüş oluyor.
İnsan ister istemez, yatık 8 (sonsuz) ile ifade edilen fezadaki bunca yıldızın, gezegenin ve diğer gök cisimlerinin sadece insan için yaratılıp yaratılmadığını sorguluyor. Bilmediğimiz, ışığı bize gelmeyecek kadar uzakta bulunan gök cisimlerinin, sadece bizim için yaratılmış olduğunu söylemek bencillik olur bence.
Dünya gibi bir yerlerde hayatın var olduğu veya insan gibi şuurlu yaratıkların bulunduğu hissi insan beynini iyice kemiriyor. Kur’an’ın verdiği bilgiye göre şuurlu varlıklar; melek, cin ve insanlardan oluşuyor. Ama bu bilgi, bizim bilemeyeceğimiz kadar bizlerden uzak olan veya bilmediğimiz bir alemde şuurlu yaratıkların olmadığı anlamına gelmiyor.
Konu ile ilgili bilim kurgu filmlerini ilgi ile izlerim. Örneğin Carl Sagan'ın aynı adlı romanından beyaz perdeye uyarlanan ve Robert Zemeckis’in yönetmenliğini yaptığı 1997 yapımı bir bilimkurgu filmi olan “Contact”, uzaydaki başka yaratıkların seslerini algılamayı ve bundan hareketle çıkılan bir uzay yolculuğunu konu ediniyor. Filmde ilgimi çeken şey uzayın katman katman veya gezegen gezegen dolaşılması ve film kahramanının bir katmanda ölmüş olan babası ile karşılaşması idi. Tabi filmin kurgusuna göre ışık hızında gerçekleşen bu uzay gezisi, fezada çeşitli galaksilerin muhteşem görüntüleri ile süslenmişti.
Hadis kaynaklarında geçen; Hz. Peygamber (sav)’in miraca çıkarken, birinci kat gökte Hz. Âdem (a.s), sonra sırasıyla Hz. Îsâ, Hz. Yûsuf, Hz. İdrîs, Hz. Hârûn, Hz. Mûsâ ve en son gökte ise Hz. İbrahim (Allah’ın selamı üzerlerine olsun) ile görüşmesi gibi bir çağrışım yaptı bende.
Benzer şekilde “Yıldızlararası” isimli film de bir hayli ilgi çekici. Christopher Nolan tarafından yönetilen bilimkurgu türündeki film, 2014 ABD yapımı. Diğer filmin bir benzeri olarak ışık hızında yapılan bir yolculuktan sonra çeşitli gezegenlerde yaşamın aranılması hususu işleniyor. Tabi zaman kavramının değiştiği uzaya gidip gelen filmin kahramanının kızı, kendisinden yaşlı olmuş oluyor.
Bu yıl gösterime giren “Dune: Çöl Gezegeni” isimli yapıt ise 10191 yılını, yani günümüzden 8170 yıl sonrasını konu edinen ve adında geçen çöl gezegeninde bulunan değerli bir baharat için diğer gezegenlerin yöneticileri tarafından yürütülen mücadeleyi konu ediniyor. Yani bu filmde hayat olan birden çok gezegen vardır.
Kısacası bütün bir kainat insan için olmuş olamaz. Bizim bilmediğimiz veya bizlerden milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan gök cisimlerinde, başka başka şuurlu yaratıkların varlığı kuvvetle muhtemeldir. İşte insanoğlu bu gezegenlerle bir çatışmayı öngören bilimkurgu düşünseli içerisindedir.
“Hani rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Biz seni övgü ile tesbih ederken ve senin kutsallığını dile getirip dururken orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?” dediler. Allah “Şüphe yok ki, ben sizin bilmediklerinizi bilirim” buyurdu.” (Bakara: 30)
İşte her şey, meleklerin bilmediği ama Allah’ın bildiği o bilgide gizli.