Global bir sorun haline gelen koronavirüse dair risklerin her geçen gün arttığı bir ortamda yatırımcıların tahvil ve altına yöneldiği görülürken, turizm, perakende ve dayanıklı tüketim malı sektörlerinin ciddi darbe alacağı belirtiliyor.
Çin'de ortaya çıkan ve birçok ülkeye yayılan koronavirüs (Kovid-19) salgınına yönelik endişeler giderek artarken, hem hükumetler hem de merkez bankalarının destekleyici bir duruş sergilemesine karşın virüsün yol açacağı ekonomik hasarın boyutunun 1 trilyon doları aşacağı ve 5 milyon şirketin risk altında olduğu belirtiliyor.
Çin'in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde ortaya çıkan yeni tip koronavirüs, dünya genelinde 80 binden fazla kişiye bulaştı.
Çin haricinde Güney Kore'den İtalya'ya, Japonya'dan ABD ve İran'a kadar birçok ülkede virüsün giderek yayılması ve can kayıplarının artması ise salgının giderek küresel bir sorun haline gelmesine yol açtı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Kovid-19 için küresel risk seviyesini "yüksekten", "çok yüksek"e çıkardı.
Dünya küresel tedarik zinciri için Çin'in vazgeçilmez rolü, Güney Kore'nin otomotiv, elektronik ve makine alanındaki önde gelen üretici konumunda bulunması, Japonya'nın dünyanın en büyük üçüncü ekonomisi olması ve İtalya'nın Avrupa için önemli ülkeler arasında yer alması, salgının küresel ekonomiye yönelik etkilerinin boyutuna dair tartışmaları kaçınılmaz kıldı.
"Dr. Felaket" olarak anılan dünyanın önde gelen ekonomistlerinden Nouriel Roubini, bu yıl küresel ekonomi için jeopolitik riskler, ABD seçimleri, Çin ile süregelen ticaret gerilimi, iklim değişikliği ve siber savaş gibi birçok zorluk bulunduğunu, koronavirüsün ise tehlike yaratan çok sayıdaki riskten biri olduğunu söyledi.
Gelişmeler karşısında uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları ve önde gelen ekonomi kurumları, piyasalarda ciddi bir düzeltme riski yaşanabileceğine dair uyarılarda bulundu.
Çin borsası 860 milyar yuan eridi
Salgının ortaya çıktığı Çin'in piyasalarına bakıldığında, geçen yıl sonunda 3.050 puanda bulunan Şanghay bileşik endeksinin, 28 Şubat itibarıyla bu rakamın 170 puan altında, 2.880 puanda olduğu görülüyor. Aynı dönemde Çin borsasının piyasa değeri ise 35,64 trilyon yuandan 34,78 trilyon yuana geriledi.
ABD'den Avrupa'ya kadar tüm dünya borsalarında salgının yayılma hızının arttığı şubat ayında yüzde 8'e varan düşüşler görülürken, Stoxx Europe 600 endeksi ay içinde 433,90 seviyelerinden 376,75 puana kadar gerileyerek yüzde 13,2'lik kayıp yaşadı.
Öte yandan Çin'in dünyanın en büyük petrol ithalatçısı konumunda bulunması dolayısıyla petrol fiyatlarında sert düşüş görüldü. Brent petrolün varil fiyatı salgına dair endişelerle geçen ayki yüzde 15'lik düşüşüne devam ederken bu ay da yüzde 12'ye yakın geriledi ve 50 doların altını gördü. Bu gelişmenin ardından petrol fiyatlarının daha da düşeceği beklentileri yüksek sesle dillendirilirken, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard &Poor's (S&P), varil başına 40 dolarlık petrol fiyatının Körfez ülkelerinin kredi notlarını çöp seviyesine düşürebileceği konusunda uyardı.
Risk iştahı azalan yatırımcının tahvil piyasasına yöneliminin arttığı görülürken, yıla yüzde 1,92 seviyelerinden başlayan ABD 10 yıllık tahvil faizleri şubatta yüzde 1,155'e kadar indi. Altının onsu ise bu dönemde geçen yıl sonunda bulunduğu 1.517,86 dolar seviyelerinden yükselişe geçerek, şubatta 1.689,39 dolarla Ocak 2013'ten bu yanaki en yüksek seviyeyi gördü.
Salgının ortaya çıkmasından bu yana, virüsün en büyük hasarı turizm, perakende ve dayanıklı mallar sektörüne vereceği yönündeki görüşler ağırlık kazanırken, emtia fiyatlarındaki çöküşün de birçok bağlı sektörü etkilediğine işaret ediliyor.
Çin Yeni Yıl tatilinin hemen öncesinde virüsün yayılma hızının artması, ülkeye yönelik seyahat iptali ve uçuş yasaklarını beraberinde getirirken, yayılma riskinin yanı sıra arz zincirini ve küresel ekonomiyi bundan sonra nasıl etkileyeceği önemli bir soru işareti olarak öne çıkıyor.
Uluslararası Hava Taşımacıları Birliği (IATA) koronavirüs nedeniyle küresel hava yolu endüstrisinin 30 milyar dolara yakın kayıp yaşayabileceği uyarısı yaparken, birçok hava yolu şirketinin koronavirüsün ekonomik etkilerini azaltmak için tedbir paketleri açıklaması dikkati çekiyor.
Alman hava yolu şirketi Lufthansa, salgından daha az etkilenmek için erkenden bir tedbir paketi hazırlayarak, idari alanlarda maliyetlerin azaltılması, çalışanlara ücretsiz izin teklifi, planlanan yarı zamanlı çalışmanın artırılması ve yeni işe alımlar askıya alınması gibi kararlar aldı.
Küresel Veri Analitiği ve Danışmanlık Şirketi Dun & Bradstreet, 355 milyon şirketten oluşan veri tabanı kullanılarak hazırladığı rapora göre, koronavirüsün etkisini yoğun bir şekilde hissettirdiği bölgede 17 bin şirketin merkezi bulunuyor. Hong Kong, ABD, İspanya, Almanya ve İngiltere menşeli bu şirketlerin toplam küresel satış gelirleri ise 2 trilyon dolar civarında.
Virüsün ortaya çıktığı bölge olan Hubei, küresel devlerin tedarik üssü olarak da öne çıkarken, raporda dünya üzerinde 51 bin şirketin bu bölgede bir ya da daha fazla birinci derecede tedarikçisi bulunduğu belirtiliyor. Toplamda ise en az 5 milyon şirketin bir ya da ikinci derecede tedarikçisinin olduğu vurgulanıyor.
Raporda öne çıkan bir diğer nokta ise birinci derecede tedarikçisi bu bölgede olan şirketlerin yüzde 92 gibi büyük kısmını Amerikan şirketleri oluşturuyor.
Küresel ekonomide 1,1 trilyon dolar kayba yol açabilir
Koronavirüsün etkilerine dair raporların da arttığı son dönemde, yatırımcılara arka arkaya uyarılar gelmeye devam ediyor.
Oxford Economics, koronavirüsün pandemiye dönüşmesi durumunda küresel ekonomide 1,1 trilyon dolar kayba yol açabileceğini bildirdi. Salgının Asya dışındaki bölgelere yayılmasının bu yıl küresel büyümeye yüzde 1,3 darbe vuracağını bildiren kurum, halihazırda Çin'deki fabrika kapanışlarının soğuma etkisinin komşu ülkelere yayıldığı ve büyük şirketlerin Uzak Doğu'dan parça ve nihai ürün alımında zorluklarla mücadele ettiğini vurguladı.
Goldman Sachs borsadaki olası bir düzeltmeye karşı uyarırken, yatırımcıların koronavirüsün gerçekte ne kadar büyük bir risk olduğunu konusunu hafife aldıklarını bildirdi.
İsviçre bankası UBS'in başkanı Axel Weber ise piyasaların koronavirüs salgınının küresel ekonomiye yol açma riskini yeterince fiyatlamadığını ve merkez bankalarının iş dünyasının virüsün etkisinden kurtulmasına yardımcı olmaları gerektiğini söyledi. Weber, "İlk çeyreğin ötesine geçecek oldukça küçük bir etki olacak ve bu da işletmelere bazı vergi kesintileri, bazı acil durum fonları devreye sokmak gibi mali tepkiler için çok önemli olacak." ifadelerini kullandı.