Hakkari ve ilçelerinde bulunan ve Süryani cemaati için önemli olan yaklaşık 150 kilisenin önemli bir kısmı yıkıldı, ayakta kalan 30 kilise ise defineciler tarafından tahrip edildi. Hâlâ ayakta duran kiliselerle ilgili gazeteci Emin Sarı tarafından 40 dakika süren 'Sahipsiz Çığlık' isimli bir belgesel çekildi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin 'Demokrasi İçin Medya / Medya İçin Demokrasi' projesi kapsamında destek alan belgeselde Hakkari'deki Nasturilerin Merkezi Kilisesi Kocranıs, Şemdinli'deki Dêra Reş ve diğer bazı kiliseler ele alındı.
'KİLİSE VE MANASTIRLAR YIKILMAK ÜZERE'
İki ay önce çekimlerine başlanılan belgesel, Kırıkdağ (Dêze) Vadisi'nde bulunan Mar Şalita Manastırı'nda yapılan çekimlerle tamamlandı. Emin Sarı, Hakkari coğrafyasında çok önemli tarihi yapılar bulunduğunu, bu yapıları araştırmak istediğini ancak imkanları yetmediği için bu konu ile ilgili bir proje hazırladığını söyledi. Projesini Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ne sunduğunu ve kabul edildiğini anlatan Sarı, "Hakkari ve ilçelerinde şimdiye kadar 10 kilisede çalışma yaptık. Genç bir ekiple beraber çalıştım. Nasturiler konusunda araştırma yapan araştırmacılar ile çalıştım. Artık sona geliyoruz. Bir ay içerisinde belgeselimizi kamuoyuna sunacağız" dedi.
Hakkari'deki kilise ve diğer dini yapıların sahipsiz olduğunu belirten Sarı, "Kilise ve manastırların önemli bir kısmı yıkılmak üzere. Bunlar korunmuyor. Umudum o ki bu belgesel aracılığı ile bu yapılara ilgi olur. Hem Asuri halkını tanıtmak istiyoruz hem de bu kiliselerin korunması için bir çalışma başlatılmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
'ZAMANINDA YAŞAM ALANIYDI'
Belgeselde kiliseler ve diğer yapılar ile ilgili söz alan Hakkarili Gazeteci Vasfi Ak, "Dêze mıntıkası 15 köyden ibaret bir yer. Bulunduğumuz manastır Asuriler ait çok eski bir yapı. Bu yapı bir çeşme üzerine kurulmuş. Burası bir yaşam alanıydı. Yemekhanesi vardı. Zamanında 200 keçi beslenmiş. Bütün bunlar zenginliktir. Çok kutsal yer burası ancak ne yazık ki yıkılmak ile karşı karşıya. Umarım ki sahip çıkılır, korunur. Kültür Bakanlığı ve Kültür Müdürlüğü'nün bu gibi yerleri korumasını istiyoruz" dedi.
'DEFİNECİLER BÜYÜK TAHRİBATA YOL AÇTI'
Nasturiler üzerine araştırma yapan Hakkari Üniversitesi Araştırma Görevlisi Yaşar Kaplan, "Mar Şalita Manastırı kimsesizlerin yuvasıydı. Ne zaman yapıldığını bilmiyoruz ancak burası yoksulların yeridir. Yaşamlarını ibadet ve duaya adayan rebenler gece gündüz burada kalıyorlardı. Evlenmiyorlardı. Mesihiler Hakkari mıntıkasını terk ettikten sonra buralar sahipsiz kaldı. Yaklaşık 20 -30 yıl öncesine kadar buralar sağlamdı. Köylüler sahip çıkıyordu. Ancak daha sonra defineciler büyük tahribata yol açtılar. Burası gibi kutsal ve tarihi yerler memleketimiz için çok önemlidir. Biz bu tür yerlerin restore edilip turizme açılmasını bekliyoruz" şeklinde konuştu.
Kürtçe çekilen belgeselin montaj ve seslendirmeleri tamamlandıktan sonra gösterime girmesi bekleniyor.
Hocamızın vefatını büyük üzüntü ile öğrenmiş bulunuyoruz. Allah'tan rahmet diliyorum. Ailesine başsağlığı diliyoruz. Oğlu Ahmet Çetin in başı sağolsun.