Eski HDP Milletvekili ve eski Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan, cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken Kütlerin demokratik uluulus haklarının iade edilmesi için çalışmaların olduğunu söyledi. Doğan “Cumhuriyet ikinci yüzyılına bu sorunları aşarak girmek istiyor” dedi.
25 ve 26. Dönem HDP İzmir Milletvekili, 63. Hükümet Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan 20 Eylül’de X hesabından yaptığı paylaşımda 'genel af'ın 29 Ekim’de anayasa tartışmasından önce gündeme geleceğini yineledi.
Doğan paylaşımında “Genel Af konusu, Anayasa çalışmasından önce ele alınacak, 29 Ekim 2023 tarihi değişmedi, yeni beyaz sayfa açılacak, suç işleme zeminlerini ortadan kaldırmak üzere tedbirlerde mutabakat sağlanmış durumda, Genel Af hukuksal bir çok düzenleme (Düşünce suç olmaktan çıkartılıyor, yerleşim yerlerinin isimlerinin iadesi, mezar yerlerinin iadesi, yerel meclislerin eğitim diline karar vermesi,…) ile yüzyılın hukuk reformu adı altında TBMM’ne sunulmaya hazır… Yeni yüzyılda, güçlü demokratik birleşik toplum hedefleniyor…” ifadelerine yer verdi.
“Cumhuriyetin tekçi anlayışından uzaklaşılacağı kararlar alınacak”
Konu hakkında Rûdaw TV’de Hevidar Zana’nın sunduğu 15.00 bültenine bağlanan Müslüm Doğan, cumhuriyetin ikinci yüzyılında Kürtlerin demokratik ulus haklarının iade edileceğini söyledi.
Af konusundaki söylemlerinin hem bilgiye hem de umuda dayandığını dile getiren Doğan “Ama bilgi olmadan da zaten böyle veriyi paylaşmak söz konusu değil. Cumhuriyet ikinci yüzyılına girerken kendi kendini bir mahsuplaşması var. Sürdürülemeyen bir politika var ve bu sürdürülemez politikaya karşı da ikinci yüzyıla girerken bazı kararlar alınacak. Bu oldukça önemli. Bunun başında genel af geliyor, siyasi hükümlü ve tutkuları kapsayacak ve aynı zamanda da cumhuriyetin tekçi anlayışından uzaklaşacağını umduğumuz bazı kararlar söz konusu” dedi.
“Yeni bir beyaz sayfa açılması sağlanacak”
Türkiye'de genel af yetkisinin yasamada olduğuna dikkat çeken Müslüm Doğan “Yani bu yetki Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ait. Cıkartılacak kanun TBMM'nin kararı olarak Resmi Gazetede yayınlanacak ve yürürlük tarihi de 29 Ekim 2023 olacak. Cumhuriyetin birinci yüzyılını tamamlayıp ikinci yüzyıla adım attığı bir süreçte yeni bir beyaz sayfa açılması sağlanacak” şeklinde konuştu.
Anayasa çalışmalarına da değinen HDP'li eski vekil Doğan bu konuda şunları söyledi:
“Toplum sözleşme yani anayasa olarak ifade edilen bir çalışma uzun bir süreci kapsayacak. Büyük olasılıkla Mart ayına yerel seçimlerine yetişmeyebilir ama, esas olan bir değişiklik yerel demokratik sistemlere aslında Türkiye'de il genel meclisleri ile belediye meclislerinin çok önemli yetkileri söz konusu.
“Ana dilde eğitim için yerel meclislerin karar alması yeterli”
Ana dilde eğitim meselesinde meclislerin eğitim diline karar verme yetkisi bir yasa değişik ile gerçekleşebilir. Bu anayasaya da aykırılık teşkil etmez. Çünkü yerel meclis kararları esastır. Bir örnek vermem gerekirse; Çorum'un İskilip ilçesindeki belediye meclisi hangi dilde eğitim kararı vereceği konusunda bir karar oluşturacak, aynı zamanda Diyarbakır'ın Bismil ve Diyarbakır Büyük Belediye Meclisi de bu konuda karar alabilecek.
Aslında demokratikleşmenin psikolojik bir sınırı bu. Bu sınırları Cumhuriyet ikinci yüzyıla girerken aşmak istiyor ve Kürtlerin ulusal demokratik haklarını iade etmek istiyor.”
“Esas olan ulus devlet kazanımlarının paylaşılması”
Türkiye'de birçok kez Kürtlere ana dilinde eğitim konusunda sözler verildiği ancak bunlar anayasada yazılmadığı için iktidarların farklı tutumlar içerisine girdiğinin hatırlatılması üzerine Müslüm Doğan şu değerlendirmeyi yaptı:
“Haklısınız. Yeni toplum sözleşme de esasında bu konuyu ele alıyor ve aslında burada esas olan ulus devlet kazanımlarının paylaşılması. Yani birlikte yaşayacaksak, bin yıldır bir aradaysak ulusal demokratik haklarını iadesi ve ulus devlet kazanımlarını paylaşılması gereken bir süreç. Barış ve toplumsal Barış dediğimiz kalıcı barışın koşulları da buradan geçiyor.
“Egemen ulus ve egemen inanç sistemlerine dayalı hukuk devre dışı bırakılacak”
Ana dilde eğitim görülmesi için bir anayasa değişikliği gerektirmiyor şu anda. Yerel yönetimlerin kanununda yapacağınız bir değişiklikle bu geçici olarak yerini alacak ama, esas toplum sözleşmesinde egemen ulus ve egemen inanç sistemlerine dayalı 12 Eylül hukuku devre dışı bırakılacak. Burada eşit yurttaşlıkta ifadesini bulacak yeni bir anayasa çalışması artık süreçte yerini alacak.”
Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken Kürtçe köy ve yerleşim yerlerinin isimlerinin iadesi ile Kürt siyasi önderlerinin mezar yerlerinin belirlenmesi konusunun da gündemde olduğunun hatırlatılması üzerine Doğan bu konuda şunları söyledi:
"Yer isimleri ve mezar yerleri iade edilecek"
“Bu da yine alınacak bir kararla anayasa değişikliği gerektirmeyen bir husus. Devletin son dönemdeki politikasının bir sonucu. Seyit Rıza ve yoldaşlarının birçok mezarı kayıp birçok siyasi ve politik insanlar da var. Özellikle Kürtlerin önemli politik önerileri mezarlarının yerleri belirsiz. Şeyh Sait Efendi'nin Seyit Rıza Bey yoldaşlarının, Bediüzzaman'ın mezar yerlerinin iadesi de gerçekleşecek. Aynı zamanda da yerel isimlerin, Kürtçe yerleşim yerlerinin isimleri köyler de dahil bütün yerleşim yerlerinin isimleri iade edilecek.
Bu zaten olmazsa olmaz bir konu. Çünkü yapılan çalışmalarda cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken bu sorunlardan arındırmış olarak girilmesi gerekiyor. Yoksa belirsiz bir süreç Kürtlerin ulusal demokratik hakları hiçbir zaman hiçbir şekilde askıya alınamaz. Bu talepler çok yükseldi. Bu taleplerin karşılanması bir devlet bilinci ve bir devlet aklı olarak öne
Nezir Konutgan 1 Yıl Önce
O kuyulardan çok su içtim, su insana yaşam kaynağıdır,tarihe gömülmüş kuyular bence artık yok . keşke hepsi şimdi var olsalardı da insanlığa faydalı olurdu. İnsan yüreği çürüktür ve bunu anlayan kimse yok. Bazen insan tabiata düşman oluyor. Yazar Lahdo sağ bu hayat veren su kuyularını yazısında dile getiriyor, kalemin bol olsun , yüreğine sağlık. Yazar Lahdo beye ve özellikle idil haber yöneticilerine teşekkür eder Sevgi ve selamlar