Bütün güzel hikayeler iki şekilde başlar diye okumuştum. Ya biri bir yolculuğa çıkarken, ya da şehrinize bir yabancı gelirken güzel bir hikaye başlardı. Peki ya güçlü bir şiir nasıl başlardı ?
Ya şehre doğrudan biri gelir, ya da insan içindeki yabancıyı keşfederken başlardı. Bu başlangıçlar bazen erken olur bazen geç olur. Ama işin sonunda güzel bir öykü ortaya çıkardı. Bizimki de içimizdeki yabancıyı keşif ettik...
Çok insan tarafından beğenilen ve beğenilmeyen davranışlar üzerine şahsiyetini odaklayanlar, alakalı, alakasız, haklı, haksız ölmeden kimileri cenneti,kimileri cehennemi gören, kimi boy aynasına bakan, kimi dev aynasında kendini gören, kimi azrail aynasında can almaya aday gören, koca bir algının uğraştığı, aslında bizden biri olmasına rağmen, bir o kadar da Süryaniye mesafeli, yabancı duran, İdil tarihi ağacının son yaprağı olan, Robert Tutuş'u konuk edeceğiz, bu günkü yazımızda.
Bizce, ailece sevilen, çekirdek aile bireylerinden bol keseden eleştirilen, kibrit kutularına atılan, çoğunu vız geçen, bir sinek ovultusu kadar tesir yapmayan, yaşından büyük meydalarda at koşturan, hayat felsefesinde iki yumurta verip, beş almayı ilke edinen, bölgemizin oyun kurallarını iyi bilen, basit çalımları yemeyen, insanların samimiyetini çabuk kazanan, zaman saatını hep illeriye doğru kuran, samimi alçak gönüllü, açık sözlü, bana göre Seferko Tutuş ailesinin en karizmetik, en çok isminden bahsettiren şahsiyettir Robet Tutuş.
Laf lafı açıyor ya.. bugün Tutuşlar Avrupa'da çok saygın bir konuma sahip olmalarının ana sebebi Robert'in babası Şükrü Tutuş'a borçludurlar. Seferko ailesinin ismini Şükrü Tutuş markalaştırdı. O olmasaydı, aile İdil' de çok sıradan bir aile olurdu. Ne Gebro amca, ne Behnan amca Seferko ismini bu kadar yukarılara çekemezlerdi. Madi manevi kendisini desteklemiş olanlar olabilirler, bu yolda, emek harcamış olabilirler, yani Şükrü Tutuş'a en çok emeği geçen birkaç Süryani aile var. Gebro Davut Ğarip, Gebro Çabuk Pirçek cocukları, İsa, Musa... Zaman zaman Melke Sığman Saçı, Murad Hınne İncir Kasap Yusef Siso Lecum bugün coğu rahmete intikal olmuş insanlar, bunlar Şükrü Tutuş' un reislik döneminde, karşılıksız , meteliksiz, susuz, yemeksiz , divanlarda, çarşılarda emirberlik, korumacılık yapmış ailelerdır. Rahmetli Şükrü' nün ödül olsun diye onları Antalya sahillerine gönderdiğini duyan olmadı. Dayanışma, sırf aynı aşiret mensubu oldukları için, Kılsenki, kıllet köyünden İdil' e gelen aileler olduğu için desteklerini esirgemediler.
Bunlar bizim babadan duyduklarımız, gördüklerimiz, söylemeden olmaz. Bu günkü mantıkla Şükrü Tutuş tarafından kullanıldılar algısı çıkabilir. O zamanki şartlar böyle gerektiriyordu. Alan razı, satan razı. Biz ilke olarak söylüyoruz, yazıyoruz. İnsanda bazen genetik olarak aileden bazı şeyler geçebilir diyelim..
Robert'e dönelim. Son 30, 40 senedir İdil Süryani halkı arasında, bütün Turabdin bölgesinde, resmi kuruluşlarda en çok isminden bahsettirmesini bilen, bürokrasi ile iletişim kuran, sistemin içinde yürümesini bilen, başka bir Süryani İdil'i bileniniz varsa yorumlarda lütfen yazın. Bizler ve bizim gibiler, İdil'de ismimizi malboro sigara kutusu üzerinde yazdıramadık. Robert ismi Yozgat'lı Kırşehir'li bayan öğretmenin kalbine, Kayserili emniyet mensubunun hafızasında geziyor. Bütün bunların hiç mi bir anlamı yok? var. Yabana atılacak bir yetenek değildir. Süryani toplumunda, Robert'e karşı bagajlar dolu idiealar olabilir ? gerçekeği nedir, ne değildir onu ben bilemem. Bildiğim tek şey bu idieası olanlar neden tek tek kilise kapısı önünde karşısına dikilp söylemiyor. Söyleyin. Arkadan vır vır söylenen laflarla gemi yürümez.
İkincisi bunlar, mekalemizin konusu bile değil. Bazı dönemlerde dostu çoktu, dizinden ayrılmayanlar de vardı. Biz bu güne kadar çayını içmiş insan değiliz. Ama toplumsal düşündüğümüz için dikkatimizi çekti. Bu memurlar gitikleri yerde, İdil Süryani dendiği zaman bizim mahellenin papazı mı akılarına gelecek ? Hayır. Robert Tutuş ismi onlar için bir puntodur. Daha çok Robet akılarına gelecek. İsmi İdil ile eşleşmiştır, gürleşmiştir, bu böyle. Sevin veya sevmeyin gerçeği değiştırmez. Bütün bunları bir araya getirdiğiniz zaman tek başına aşiretsiz, halksız, tek başına bir insanın müsülman bir Coğrafya' da, bu kadar direngen olan havlu atıp pes etmeyen başka bir Süryani var mı? soruyorum. Yok. Bütün bunlar bizi cezb etti, ilgimizi çekti. Devrin Milliyet gazetesinde gençliğimde 20 sene köşe yazılarını okuduğum rahmetli yazar Hasan Pulur'un deyimi İle şeytanın gör dediğini görmeye bakacağız.
Bu yazıda.bundan bırkaç sene evel gene İdil de kilisenin misafirhanesinde otururken, bir iki yaşlı Kurmanç insanımız gelip oturdu yanımıza. Hani çok sevdiklerinden felan değil. Hani kurt puslu havayı sever misali. Biri devletin bir kurumunda uzun seneler çalışmış, Süryani arazi haritasını ezberlemiş, sessiz gözüküp sinsi sinsi karnında yedi yılanı gezdirmesini, büyük bir ustalıkla beceren, ama ön isminde malı daha iyi götürmek için" hacı" ismi ile kamuflaş edebilen biri. Diğeri ise o da hacı, İdil'e en eski gelenlerden bir koçer. Babamında yakından tanıdıkları simalar. Sohbet anında Robert Tutuş'un ismi masaya, getirildiği sohbete, yahu bu nasıl iştir, oluyor da adamın üstünde, bu kadar tapulu arazi bulunuyor bu normal mı ? sorusuna " Bakın amcalar dedim. Robert Tutuş, İdil'in öz be özüdür. Yerlidir. Bulutlar kendisini İdil'e getirmedi. Deyince ortalık sesizlğe büründü. Böylesi zihniyetler, İdil'li Süryani'nin,sırtından, köşe döndüler.Kes Tavuğu koy kümese zihniyeti Robertin idil'de oluşumundan rahatsız olanlarda az değildir. Onların çıkarlarına, engel teşkil ediyordu Robert. Bir çok hengemenden geçti.
Tabii ki çevrede fakirlik hat safada. Mal mülk sahibi olup, biraz paylaşımcı değilseniz, cebinizde, akrep gezdirirseniz, muhalifınız sevmiyenlerin artar. İnsanların talepleri farklı farklı. İnsaflı vıcdanlı davranmasını beklemiyorsun. Robert arada bir,etrafa çek bir adana kebabı diyebilir. Bunlar Robert'in İdil'de iç dünyasında ki çatışmaları yansıtan gündelik hayatın, sıradan yönleridir. Babadan kalma devirlerin karekteridir. Her devirde iş görecek bir benlik inşa etmiştir. Boynuna taktığı altın zincirli haç, papaz vekili imasını verse de kendisini koruduğuna inanlardandır. Adamına göre bonker, bazende cebinde akrep, gezdirir. İdil eski belediye reisi rahmetli Şükrü Tutuş'un oğludur.Babasının gurur duyduğu, can parçası, göz bebeğidir..
Baba ölümü kendisine güç verdi. Kendisini daha çok İdil'e bağladı.Bazı babalar, vardır onlar tarafik levhaları gibidir. Kendilerini değil, sonraki yolu gösterirler o insanlara, bakınca akla tek bir şey kalır. Kalbe tek bir şey doğar geçmişten kalma her şey silinse de tek bir ideal yol kalır nedir bu ? Hayata kalmak nasibinde kalan yola çıkmak ve babasının bıraktığı, yol levhalarını, işaretlerinin rüzgarında hayatta tutunabilme mücadelesini vermek nasıp oldu Robert Tutuş'a .
Robert İdil'in zamansız ünlülerden biri. İdil'deki meceralı hayatı öyle kült hale gelmiş ki tek bir yazıya sığdıramıyoruz. Biz Süryaniler İdil'de keskin bir kavşaktayız. Tarihi kültürel özeliklerimizi biraz olsun bilmemiz keskinleştirmemiz , sağlamlaştırmamız, gereken bir noktadayız. Onlar kaybolursa kayboluruz. Siliniriz. Süryanilerin yokluğu tarihin gerisine götürür İdilimiz kadimdır. Geçmişten günümüze tarih inanç kültürünün oluşmasına ve gelişmesine mekan olmuş. Süryani tarihinin önemli inanç merkezidir. Bu yüzden kadim hikayasi bu yüzden yüklüdür Robert Tutuş'un.
İdil'deki yaşanmışların, devirlerin karekteridir. Her devirde iş görecek bir benlik inşa etmiştir. İdil'deki Robert'in hikayesinde Kürt vardır. Kürtlerin her hikayesinde Robert olacaktır. Biz biri birimize benzeriz. Hüzünlerimizin, mutluluklarımızın, ağıtlarımızın, annelerimizin ağlayış ortağında, biz biribirimizin kopyası Süryaniyiz, Ezidiyiz,Kürtüz bunların halkasıyız.
Süryaniler İdil'de tarih boyunca, beşeri, ekonomık ve sosyal hayatların gelişmesinde yol almışlardır. İdil'de yoklukları derin ve hazin olur. Belan, bayarları, yamaçları, deresiz, bülbülsüz olur. Süryanilerin, Robert'in İdil'de olmayışları bizim için elektrik trafosının şalteri aşağıya çekmek anlamına gelir.Oysa biz İdil fısıldansın yüreğimize diyoruz. İnsanın kendi ‘’ memleketini ‘ özel kılan nedir? Oralı olmaktır. Memleketliktir. Geçen yazımızda rahmetli Tando Safer Amcayı yazdık. Bu gün Roberti yazdık. Robert adında bir adam, hayata röveşata çeken adam olarak İdil tarihine geçecek. Yalanın semtinden geçmeyen bir ömür diliyoruz vakıf başkanımız Robete, başka bir yazıda buluşuncaya dek sevgide kalın diyoruz...
Lahdo sağ
Nezir Güçlü 2 Yıl Önce
2020 yılında iş gereği bir seneye yakın İdil de yaşadım, başta Robert Tutuş olmak üzere İdil deki Süryanilerin misafirperverliği ve sıcak samimi dostluklarını asla unutamam. İyiki tanımışım sizin gibi güzel insanları, güzel dostlarıma sevgi ve saygılarımı iletiyorum.
Ekrem Çiçek 2 Yıl Önce
Esas Şükrü Tutuşu Rahmet ve minnetle Anıyorum Rahmetlinin sağkolu Seyid Bediğ(Bedri)Çiçek ve Çocuklarıydı Tüm İdilli Süryanilere Selam olsun Başkalarına değil Robert Seni Seviyorum Selamlar
Muhyettin Bozkurt 2 Yıl Önce
Robert abe az bile sylemsi sevliyorsun ve baş tacsın Allah yolunuzu açık etsin
Selahattin ökmen 2 Yıl Önce
Eline kalemine sağlık vala çok akıcı olmuş
Niyazi BİLGİN 2 Yıl Önce
Lahor SAĞ bey.Yüreğinize elinize Sağlık.Kutluyorum.Tando Sefer CAZIM İle ilgili yazınızı kaçırmışım.Nasıl ulaşabilirim.İdil ile ilgili yazılarınızın devamını diliyorum.Selam,Saygı ve Sevgi ile.