Ortaokul öğretmeni olarak İdil'e 1967 yıllında geldi. 1970 yılına kadar İdil'in ilk Ortaokul müdürü olarak görev yaptı. Ortaokula öğrenci bulmak için köylerde eğitim taramasında bulundu. Öğrencilerinden; iki öğrencisi milletvekilli, biri doktor, diğerlerini öğretmen olarak hayata kazandıran ortaokul müdürü Ali Aygül hocamıza yıllar sonra ulaştık, idil'i konuştuk, İdil'in 1967 yıllarının eğitimini ve sosyal hayatını ondan dinledik. Öğrencileri, ortaokul mezunları meslek sahibi olunca idil'in sosyal hayatına yön veren insanlar oldular. Ali Hoca işte o ortaokulun hayat hikâyesini bize anlattı.
“ Tunceli doğumluyum. 24 yaşındaydım. Öğretmen atamam İdil’e yapıldı. İdil Mardin’e bağlı bir ilçeydi. Şirin Süryani memleketiydi. Sabahın erken saatinde, üstü açık bir kamyon ile Mardin’den yola çıktık. Elimde çıplak sazımla İdil'in çarşı merkezine vardık, ikindi vaktinde, araçtan indim. İnsanlar bana bakıyordu, elimdeki sazımı merak ediyorlardı. Sazı anlamaya çalışıyorlardı. Ertesi sabah okula gittim, okul İdil İlkokulu'ydu. Sonradan Anafartalar İlköğretim Okulu olarak eğitime devam etti. Hüseyin Türkel İlkokul müdürü idi. Göreve başlamam için yardımcı oldu.Göreve başlama yazımı yazdı ve kaymakamlığa gönderdi. İlkokulun bünyesinde bulunan bir sınıf ortaokul olarak açılmıştı. Eğitime, ilkokulda ayrılan sınıfta başladık. Ortaokul müdürü olarak ben Ali Aygül, Türkçe öğretmeni Hüseyin Çalışkan’la birlikte iki öğretmen olarak atanmıştık. Ortaokul yeni açıldığı için öğrenci bulmamız gerekiyordu. İlkokuldan sonra idilli öğrenciler ortaokulu okumak için komşu ilçelere gitmek zorunda kalıyorlardı. O yıllarda vatandaşların imkânları çok kısıtlıydı, çocuklarını komşu ilçelere eğitime gönderemiyorlardı. İlçeler arası ulaşım ve konaklama sorunu vardı. Vatandaş kısıtlı imkânlardan dolayı ortaokul eğitiminden uzak kalıyordu. İdil’de ortaokul eğitiminin açılması eğitim için çok önemliydi. O günün koşullarında eğitimde İdil’de bir çığır açılıyordu. Önemli bir ana tanıklık ediyorduk. İdil’de ortaokul açılıyordu. Dr. Hakkı Güler, ortaokul müdürü olarak ben,Türkçe Öğretmeni Hüseyin Çalışkan’la birlikte ilçe merkezine bağlı köylerde öğrenci bulmak için eğitim taramasını gerçekleştirdik. Erkek öğrenciler bulduk, köylerde kız öğrencileri bulamadık. Kız öğrenci bulamayınca üzülmüştük. 1967'de birinci sınıfa kaydettiğimiz öğrencilerden 29 öğrenciyi 1970 yıllında mezun ettik.
Ziraat Bankası'ndan itibaren maliye lojmanları yan yana diziliyordu. Jandarma personeli için üç katlı bir lojman vardı. Başka’da ev ve evler yoktu. Geniş araziler vardı. Ortalarında Midyat’tan gelen karayolu geçiyordu. Hükümet Caddesi etrafında yeni çarşı kurulmuştu. Şeyh Seyda Camii ve dükkanları o yıl bitirilmişti ve faaliyette geçmişti. Camiinin dükkânlarında idil’in tek lokantası vardı. Memurlar yemeklerini bu lokanta’da yiyorlardı. Estel'li yaşlı Seyyid Eshad amca aşçıydı. Çok iyi niyetli ve insancıldı. İnsanlarla iletişimi iyiydi ve yardımcı oluyordu. Aşağı mahalle, yani Süryani mahallesinde ev tuttuk, Süryanilerle yaşamaya başladık. Süryaniler çok iyi insanlardı. Misafirperverlerdi. Bizleri sürekli evlerine davet ederler ve ikramlarda bulunurlardı. Çok güvenilir bir ortam vardı. Meryem Ana Kilisesi Papazı Yusuf Bilen bizi davet eder sohbet ederdik. Kendi ellerliyle İkramda bulunurdu. Çok bilgiliydi. Elinde tarihi, ceylan derisine yazılmış İncil vardı. İncil'i gördük,inceledik ve baktık. Süryanice yazılmıştı. Güzeldi.
İdil Göleti nin yapımı birkaç yıldı bitmişti. Kanalın etrafında kurulan bahçeler etrafa güzellik katıyordu. Yazın hava fazlasıyla sıcak olduğu için meyveler iyi yetişiyordu. Çok lezzetli oluyorlardı. Tatları başka güzeldi. Vatandaşlar bize çok ikram ederdi. İlkokulun yakınında özel idareye ait bina vardı. Bina memurlar lokaline çevrilmişti. Başta ilçe kaymakamı, savcı, hâkim, öğretmenler ve memurlar akşamları lokale gelirlerdi. Kimi tavla, kimi satranç oynarlardı, kimi sohbet ederdi, Lokalin yukarısında taştan yapılmış yazlık sinema vardı. Sinema filmleri önemle takip edilirdi. Filmleri bayan ve erkekler birlikte izlerlerdi. İdillilerin sinemeya ilgileri büyüktü. Çarşı merkezinde bir kasap, bir market, manifatura, lokanta, Rızko Hemşo kahvesi bir de otel mevcuttu. Çok az sayıda dükkân vardı. Ama insanları çok sıcakkanlı ve değerliydiler.”
Süryani Yusuf amca kocaman okul zilini Yaşar Şahban ya da başka öğrencilere verirdi, ilçenin sokaklarını dolaşarak çalmasını isterdi. Vatandaşlar okulun açıldığını sokakta dolaşan zil sesinden öğrenirlerdi. Ortaokula gitmek için heyecanlanırdık. Siyah önlüğü, beyaz yakayı bırakıp takım elbise giyerek, kafamızda okul şapkası ile ortaokula gitmek isterdik. Anafartalar İlköğretim Okulun'dan İdil Ortaoku'na bakarak sosyal hayatına imrenirdik.Derslerini, sosyal hayatını, öğretmenlerine hocam diyeceğimiz günü iple çekiyorduk. Büyüklerimiz sohbetlerinde; Hasip Kaplan’ın Avukat, Haci(Zeki) Uzun'un Doktor olduğunu birbirleri ile paylaşırlardı. Selim Sadak SODEP’den belediye başkan adayı olduğu zaman Hasip Kaplan desteklemişti. Tahir Tanrıverdi konfeksiyon dükkanı açarak İdil’in sosyal hayatında yer almıştı. Abdurrahman Okşul Yeşilli'de ziraat müdürü olmuştu. Hasip, Hacı, Tahir, Ahmet, Abdurrahman, Nezir İdil Ortaokulu'nda mı okumuşlardı? inanın bilmiyorduk. Sadece onları okumuş biliyorduk. Okudukları okulları bilmeden onları izliyorduk. Sosyal hayatımızda aktif rol alarak yaşamalarına devam ediyorlardı. Biz bu gelişmeleri izleyerek onların oynadıkları rolü seyir ediyorduk. Ta ki Ali Aygül hocamızla iletişim kurulunca, eğitim alanında bilmediğimiz birçok mevzuyu öğreniyorduk. İdil Ortaokulu'nun ne zaman açıldığını, eğitimine nasıl başladığını, öğrencilerini öğrenince, daha bir çok bilgiye ulaşıyorduk. Öğrencileri köylerden nasıl topladıklarını, ortaokul binasının nasıl inşa edildiğini, ortaokulun açılışını nasıl coşkuyla yaptıklarını Ali Hocam anlatınca öğrendik. Dinleyelim:
“Dr. Hakkı Güler sağlık ocağı aracıyla köylerde sağlık taramasına başlayınca, Ben ve Hüseyin Hoca doktorun yanında yer aldık. Gittiğimiz köylerde vatandaşlara çocuklarını ortaokula göndermeleri için görüşmeler yaptık. İnsanlar tedirgindi. Taleplerimizi anlamaya çalışıyorlardı. İkna ettiğimiz insanlar çocuklarını ortaokula gönderdiler. Ortaokul olarak bir sene ilkokulda kaldıktan sonra kendi binamıza geçtik. Vatandaşların katılımıyla, ilçe Kaymakamı İbrahim Turanlı Ortaokulun açılış törenini gerçekleştirdi. Ortaokul'un açılışı büyük bir coşkuyla karşılandı. Okulun açılışına vatandaşlar da katıldı. Binamızın eksikleri olmasına rağmen eğitime başladık. Bir sınıfımızı köylerden gelen öğrencilerimiz için yatakhane olarak hazırladık. Çok iyi niyetli, insancıl Tabur Komutanı Binbaşı İbrahim Komutan vardı. Okulumuzu ziyaret etti. Sınıfları ve öğrencileri gördü. Bize ranzalar verdi. Ranzaları sınıfa dizdik, öğrencilerin kalabileceği şekilde hazırladık. Binbaşı, öğrencilerin yemeklerini taburdan alınması için izin verince en büyük sorunlarımız ortadan kalkıyordu. Öğrenciler öğleyin taburdan karavanadan yemekleri alıyorlardı. Köyden gelen öğrencilerimizin kalacağı yeri ve yemek sorunu hal olunca eğitim vermek daha kolay olmuştu. Günün koşularında eğitim şartlarımız iyi olmuştu. İlkokuldan gelen öğretmenlerden de destek alarak eğitimimize başladık. Hafta sonları, akşamları da okulda etüt yapıyorduk.Ünal Ensari sınıf Başkanı idi. Günal Ensari, Murat Aygül, İbrahim Demirel, Mehmet Onur, Adil Gökalp, Behnan Konutgan, Ahmet Aday, Hasip Kaplan, Selim Sadak, Abdurrahman Okşul, Tahir Tanrıverdi, Nezir Konutgan, Nesim Kaplan, Abdulaziz Avarbek, Adil Binici, Gebro Tok, Abdulkerim Savaş, Hacı(Zeki) Uzun, Suzan Sönmeztürk, Begi Kayar, Müzeyen Türkel, Kemal Türkel, Ferhan Çiçek, Sait Çiçek, Ayşe Ayyıldız, Neriman Sönmeztürk, Barsum Atak, Ferho Yalçın, Selim Uçar, Musa Pekis, Süleyman İkiz, Pulus Özmen, Emine Uğurlu, M.Nuri Yıldar, İbrahim Uçar, Ziya Seven, Ümit Geçim, Aydın Seven, Ubuydullah Kaplan, Mehmet Akkurt, Mustafa Topal, Sabahat Akkuş, Hanna Karanfil şu anda hatırlayabildiğim öğrencilerimiz idi. Hanna çok çalışkan bir öğrencimizdi, Behnan Konutgan o dönemde az çok İngilizce konuşabiliyordu. Disiplinli bir şekilde eğitimize devam ettik. Resmi Bayramlarımızı Taburun sahasında kutluyorduk. Kutlama törenlerine vatandaşların hepsi hemen hemen katılıyordu. Bayramlar coşkuyla geçiyordu.”
Eğitimde Ortaokulun açılması çok önemliydi. Ali Hoca ve ekibi Bir AR-GE kurumu gibi çalışmaya başladılar. Ali Hoca, Hüseyin Hoca, sonradan okulumuza İngilizce öğretmenimiz Necdet Hatipoğlu, Doktor Hakkı Güler ilçede okulda verdikleri eğitimle sınırlı kalmadılar. Kültürel, spor alanında kurslar açtılar. İlçenin sosyal hayatına katkılar yaparak bir çok ilke imza attılar. Dr. Hakkı gençlere öncü oldu, İdil Spor’un temelini attı, gençler futbol oynamaya başladı. Mağeli futbol sahasını yaparak futbolcuların önünü açtı ve önemli sorunlarını hal etti. İdil'e futbol oyunu bu dönemde geldi ve gelişti. Ali Hoca, saz ve tiyatro kursunu açtıklarını söyleyerek şu ifadeleri dile getirdi:
“ Harput'ta Bir Amerkalı oyununu sahneye koyduk. Oyunu iki dönem oynuyorduk. Vatandaşlardan tiyatroya yoğun ilgi vardı. Protokol üyeleri ile vatandaşlar bir arada oturarak tiyatroyu izliyorlardı. Öğrencilermizden oluşturduğumuz koro belirli dönemlerde konserler veriyorlardı. Begi Kayar’ın güzel sesi vardı. Solist Begi Kayar'dı. Saz Kursuna Ümit Geçim, M.Nuri Yıldar daha bir çok öğrenci gelerek, saz darbuka, cümbüş, mandolin çalmayı öğreniyorlardı. Saz çalan öğrencilerimiz bizden sonra yıllarca İdil’de saz çaldılar. Üç sene izin kullanmadan ortaokulda çalıştım. Üç sene sonra tayinim Tunceli’ye çıktı. İdil’den hüzünle ayrıldım. Öğrencilerimle hala görüşüyorum. Emekli oldum. İstanbul’da yaşıyorum.”
Ortaokula başlayan İdililer, daha sonra liseye devam ederek, üniversite eğitimlerini tamamladılar. Hasip Kaplan Avukat milletvekilli, Hacı (Zeki) Uzun Doktor, Günal Ensari Türkiye Hentbol Federasyonunda çalıştı. Murat Aygül Orman Bakanlığı Bölge mürdürlüklerinde çalıştı ve emekli oldu. Behnan Konutgan, Abdülkerim Savaş, Adil Binici, Nezir Konutgan, Abdülaziz Avarbek, Ahmet Aday, Tahir Tanrıverdi, Selim Uçar öğretmen, Zİya Seven İlçe Milli Eğitim Müdürü, Selim Sadak milletvekilli oldu.
Ali Hoca, Hüseyin Hoca’nın öğrencileri eğitim bayrağını devir alarak lisede ilkokulda eğitim maratonuna devam ettiler. Kimileri de siyaset, eğitimde ve sosyal hayatta İdil'e yön veren insanlar oldular. Böyle de olması gerekiyordu. Eğitimden sonra hizmet dönemi başlıyordu.
İdil İlkokulu, iki katlı yapılınca Anafartalar İlköğretim Okulu olarak ismi değişti. Ortaokuldan sonra Lise de açılınca eğitim hayatımız devam etti. İdil'in eğitim hayatı değişti. Daha çok insan okumaya başladı. İlçede yaşayan Süryaniler eğitimden uzak kalarak belli bir süreye kadar İdil’de yaşamaya devam ettiler. Eğitime başladığımız da okulları hazır bulduk. Eğitime başladık. Okullara araziler nasıl verildi, hangi insanlar okulların yapılmasına ön ayak oldu onu da bilmiyoruz. Süryani nüfusu çok olmasına rağmen neden Süryani öğrenci sayısı azdı. Süryaniler neden eğitime ilgisizdi onu da bilmiyoruz. İdil'in toplumsal yapısı ile ilgili yani geçmiş ile ilgili fazla bir bilgimiz yok. İdil Haberin köşe yazarı, İdil'in geçmişi ile ilgili bir çok bilgiye sahip, araştırmacı, bilge, İdil'in piri Lahdo Sağ umarım bu konuda bir yazı kaleme alarak hepimizi bilgilendirir. Ortaokula tahsis edilen arazinin durumunu, o dönemin sosyal hayatını, Süryani öğrencileri umarım yazar, bizimle paylaşır.
Abdurrahman Baran
Şükrü Külen 4 Yıl Önce
Hey gidiii,,, 67'li yıllar; İdil halkı ve eğitim adına bir devrim. Ne güzel anlatıyorsunuz ve kendimi bir zaman tünelinde his edip, hiç bitmezsin bir rüyadaymış gibi MEST oluyorum. Tüm adı egeçen şahsiyeleri saygıyla selamlıyorum!
Musa Emin 4 Yıl Önce
Güzel bir yazı. 1967 yıllarının eğitimini ve öğrencilerini, öğretmenlerini tanımak çok güzel oldu. Dönemin öğretmeni Ali Hoca'yı bulmak çok güzel olmuş.Gazetecilik başarısı olan bir iş çıkarmışsınız. İnan insan yazıyı okuyunca duygulanıyor. O dönem heyecanla yapılan bir eğitim.Saz kursu,Tiyatro kursunu o dönemin idilinde düşününce heyecanlanıyorum. Ali hocam uzun ömürler,sıhatlı bir yaşam diliyorum.
Çep Çuyi 4 Yıl Önce
Vizyontele bir yazı.Zeki Müren'de bizi görecek mi söylemi yazıdan eksik. Harika bir yazı. Çok güzel bir dönemi eğitimini anlatıyor. Yazı çok güzel yazılmış. Ali Aygül hocamız idil'i güzel anlatmış, kendisine çok teşekkür ederiz. 1967 İdil'i bugünkü idil'den daha çok gelişmiş. Eğitime sarılmış. Toplumsal yapımız değişim sürecine ara vermeden devam etseydi. Çok güzel yerlere geldik.Bu tip yazıları isteriz. Abdurrahman bey kalemine sağlık.
M. Emin ikis 4 Yıl Önce
Evet, çok güzel bir anı hepsini okudum duygulanmamak elde değil. Emeği geçenlerden Allah, razı olsun. Bende 1967 yılında ilkokul’a başladım. Bir düzeltme yapayım bende, ilk lokanta dedem ve babamla başlandı. S. Esat daha fırınla uğraşıyorlardı. Lokanta mıza yapışıktı. Daha sonra kuyunun karşısında bir lokanta açtılar. O kuyuyu hatırlayanlar vardır mutlaka.Keşke ilkokulumuzu hiç bozmadan öylece kalsaydı...sonradan iki katlı oldu. 4/5. Sınıf’ı ikinci katta okuduk. İlkokul dayken Süryani kardeşlerimiz çoğunluktaydı. Ama ortaokul’dan sonra Avrupa’ya göçetmeğe başladılar. O dönemde bu güne kadar, herkese sevgi ve saygılarımı iletiyorum.
Valide içli 4 Yıl Önce
Emeğine sağlık.